Yürüyen merdivende de yürüyebilme özgürlüğü..

0
1896

Görgü kurallaları..

Ben bu tanımı, toplumun içinde zamanla herkesçe benimsenen, oluşumu belli bir süreye dayanan, belli etiklere uygun, insanın kendi özgürlüğünü, başka insanların özgürlüğünün üzerinde tutmadan, nizam ve intizamın toplumda var olmasını sağlayan  bir yerel işleyiş türü diye açıklıyorum kendimce..

Görgü kuralları dediğimiz yazısız anlaşmalar, toplumun hukuktan hiç bir destek almadan ve hukukun yaptırım gücünü arkasına almadan ayakta durabilen tek sistematik yaşayış biçimi belki de..

İşte bu görgü kurallarından biri de, yaya yolunda, ya da daha doğrusu yayaların kullandığı alanlarda, diğer yayalara saygılı olmak. Daha önce de bu konuya değinmiştim, okuyanlar bilir. Hatta ulaştırma bakanına da seslenmiştim : “Bakanım yayalara da “yaya ehliyeti” mecburi olsun” diye. Meselâ metro alt geçitlerindeki yürüyen merdivenler. Bugün olmazsa olmazlarından toplumun. Ve belediyeciliğin temel hizmetlerinden biri.

Peki Belediyeler neden yapıyor bu merdiveni? Elbetteki vatandaşlar, çok zorlanmadan gidecekleri yere ulaşmaya çalışırken hem zorlanmasınlar, hem de zamandan tasarruf etsinler diye. Ben kendi adıma, bu aletin solunu kullanmak isteyen fakat, solda sabit ve yere çakılı kalmayı prensip edinmiş insanları geçemediğinden sövüp sayan biriyim. Üstelik bu sövmelerimin sebebi öyle acelem olduğu için falan da değil, sırf merdivenin o ağır yolculuğundan sıkıldığımdan( keşke biraz daha hızlanabilse.. )  Yürüyen merdivenler bu kadar yavaş çalışırken, bir de bu yürüyen merdiveni nasıl kullanacağını bilmeyen ya da önemsemeyen insanlara denk gelince çıldırmamak elde değil. Ya hu aklı başında, görgü dediğimiz erdemden birazcık nasibini almış her vatandaş bilebilir bu bu merdiveni doğru kullanmayı..Ama düşüncesizlik sebebiyle uygulamayan çok fazla insanımız var.Yürüyen merdivenin hareket istikametinin sağ tarafında yaşlı ve üşengeç insanların durması gerektiğini nasıl bilemiyoruz? E bu durumda, sol tarafta ise acelesi olan vatandaşların kullanabilme tarafıdır. Bu çok basit bir mantıkla anlaşılabilecek, basit bir kuraldır. Fakat ne yazık ki bu kuralı uygulamaya üşenen insanlara çoğu zaman denk geliyoruz. Hatta sol tarafta bekleyen insanlardan izin isteyen ve acelesi olan insanların durumu ne acıdır. Yolu kapatan insanları uyarmak istediğinizde ise neredeyse suçlu durumuna düşersiniz. Bu anlattığım yaşanmışlıklar Bursa’da oldukça fazla. “Bursa bu kültürü bilmiyor” desem yeri neredeyse.

İstanbul gibi hızlı akan bir şehirde bu kurala uyan insan sayısı doğal olarak %90 larda. Çünkü herkesin acelesi var ve zaman hatta dakikalar bile artık çok kıymetli.. Bursalılar ise zaman dediğimiz kıymetin farkına, şehir nüfusu 3-4 milyonu görünce sahip olacaklar sanırım..

Bir de bu konuyla ilgili enterasan durumlardan biri de, belediyelerin bu kuralla ilgili uyarı panolarını, insanların rahat okuyabileceği, görüş açısına en uygun yerlere asmış olmasına rağmen, vatandaşının okumaması.. Gerçi okusada bunu yorumlamak, acelesi olan insanlara yol verebilme mantığını kurmak, insamız için çok uzak bir beceri. Aslında şimdi düşündümde belki bu uyarı levhalarındaki ” Merdivenin sağını kullanınız ibaresi yerine, uzun uzun şöyle yazmak daha anlaşılabilecek bir cümle olur : “Ey yolcu! merdivenin sağında dur. Eğer solunda durursan hem yolu kaparsın hem de acelesi olan insanlar sana küfreder” 🙂

Allah bizi, birbirimizin hakkına tekrar saygı duymayı öğrenen bir millet yapsın inşallah..