Tüm yazılı medya, Televizyon kanalları ve tabiki sosyal medya.. Hepsinin muazzam ilgi gösterdiği çok acı, çok büyük bir facia bu Kartalkaya yangını.
Allah tüm vefat edenleri cennetine alsın. Ölen tüm vatandaşların yakınlarına, çocuklarına akraba ve dostlarına sabırlar versin.
Sorumsuzluk, ihmal, gevşeklik, vicdansızlık gibi bir sürü sıfatın haberlerde arka arkaya sıralandığı yüzlerce bilgiyi duyuyor ve görüyoruz. Her haberde “nasıl olabilir bu ya! ” diye geçiriyoruz içimizden.
Otelin yangın merdivenleri çalışmıyor..
İtfaiye geç geliyor…
Yangın alarmları çalışmıyor..
Yangın tüpleri yok ya da boş..
Belediyeler itfaiyeyi vatandaş belediyeyi suçluyor..
76 insan can veriyor diğer otellerde kalanlar hiç bir şey olmamış gibi kaymaya tatile devam ediyor…
Sorumlular tespit edilemiyor.
Ve işin garibi, bir tane bile istifa eden sorumlu yok!
Aslında bu facia, geçmişte yaşanan tüm facialar gibi, “Aman ne olacak ki canım” kafasının doğurduğu sonuçlardan biri sadece.
Ateş düştüğü yeri yakıyor her zamanki gibi.
Tüm Türkiye üzülüyor üzülüyor..
Ama sonuçta elde ne var? Hiç..
15 gün sonra unutulup gidecek bir trajik hikaye.
Ama eminim şuan en teyakkuzda olanlar tatilde olan tatilciler ve tatilcilerin kaldığı otellerin müdürleri. Hele otel müdürleri tüm eksik gedikleri kapatma derdindedir. “Aman bizim başımıza da gelmesin” korkusu bir takım tedbirler almaya zorlayacaktır elbet. Ancak buradaki önemli detay şu; Bizim başımıza gelmesin hapislere düşmeyelim mi? yoksa bir insan bile hayatını bizim yüzümüzden kaybetmesin düşüncesi mi?
Şahsi kanaatim tüm sorumluluk sahipleri ilk bahsettiğim düşünce kafasındadırlar. Öyle ya! tüm Türkiyenin lanet okuduğu bir isim olmak üstelik hapse girmek ne feci bir son gelir onlara!
Ama en nihayetinde iş yine dönüp dolaşıp aynı yere geliyor. Başkasının derdiyle derdiyle dertlenmeyen bir milletin bir ferdi, bu topluma ne kadar faydalı olabilir? Bana dokunmayan yılan bin yaşasıncılık, bu milleti gerçek manâda nasıl güvende tutar? Bu ülkeyi nasıl huzurlu insanların huzurla yaşadığı bir yer kılar?
Cevap tabiki hiç!
Bizim milletin tüm değerleri böyle yerlerdeyken, çocuklarımıza önce insan ve ahlak odakli eğitim veremezken nasıl bir ülkede yaşayacağımızı hayal edebiliyoruz!
Utancın yok olduğu bir toplumdan kimse bir şey beklemesin. Farkındalık sahibi tüm insanlar size söylüyorum; yapmanız gereken tek şey, iyiliğinizi korumak ve şu sürü psikolojisinin içinde bir an bile bulunmamak..