Tahtarevalli mantığıyla Empati..

0
1604

Empati denilen şeyi ben bir tahtarevalliye benzetiyorum. İki çocuk karşılıklı oturuyor. Sonra her ikiisi de aynı keyfi, hep yükseldiklerinde alabiliyorlar. Fakat bu oyunda mühim olan şey, çocukların kilolarının birbirine denk olması. Eğer çocuklardan biri kilo olarak diğerine göre fazlaysa aynı hazı alamıyor. Bu durumda ne zayıf çocuk ne de sişman olan birbirlerinin hislerini anlayamıyor. Yani sonuç olarak, empati dediğimiz yerine geçme olayı, yalnıca birbirine denk olan kuvvetlerde mümkün olabiliyor. Sınıf,ekonomi ve kültür bakımından denk ya da denkliğe yakın bireyler ya da grupların empatiye yatkın olmalarıda bu teoremden kaynaklanıyor. Zenginin fakiri, eğitimlinin cahile karşı uzak olmasını yadırgamak gayet insani fakat bir o kadar da anlamsız bir bir düşüncedir. Bunun mümkün olma ihtimali bu kadar düşükken, taraflardan birbirlerini anlamasıda beklenemez. Kendini başkasının yerine koyması için benzer deneyim yaşanmışlıklarının az da olsa bulunması gerekiyor. Doğuştan zengin bir ailede yetişen bir çoçuğun, yokluk denilen sıkıntıyı bilmememesi, büyüdüğü zaman yardım ve merhametten uzak bir hayat sürmesi çok normal bir davranış biçimidir. Fakat bu hâl, yardım ve merhamete yakın olmayan insanın, yokluk çeken insana üzülmeyeceği anlamına da gelmez. Üzülmek başlı başına doğuştan gelen bir duygudur. Fakat empati kurmak için yeterli değidir. Zorluk çeken insanlarla geçirilecek zamanlar yaratılırsa empati belli bir zaman içinde kendine bir yer açabilir insan algısında. İnsana saygı duyma eğitiminin temeli çocuklukta verilebilirse, birey ileride bu duyguyu otomatik olarak sahiplenir.