Sembolik bir miladın arefesinde..

0
1266

Sevgili Lev Nikolayeviç

Umarım keyfin iyidir dostum. İnsan, hayatının belirli dönemlerinde ciddi geçişler yaşar,bilirsin. Edindiği tüm bilgileri, inandığı değerleri ve tecrübeleri,yeni yapay bir milat baz alarak yeni bir güncellemeyle yaşamak ister. Bu isteğinin altında yatan neden, genellikle kendini yetersiz hissetmesidir. Ancak buradaki yetersizlik elde var olanlar değil, sahip olduğu imkanları doğru bir zamanda ve düzlemde yaşayamamasıdır. Bu yeni yapay milat, kendisi için,kendini gerçekleştirme ve kanıtlama güdüsüyle var olur. Kişi flùlaşan hayatını daha net bir hale, daha doğrusu daha iyi bir görüşlülüğe tabi etmek ister. Ara renkleri bilmek yetmez olmuştur hayatta. Tüm renklerin ebeveyni hükmündeki siyah ve beyazın üstündeki tozları silkelemek,onları tekrar eski canlılığı kazandırmak ister.

Siyah ve beyaz bizi gerçekte çıkması zor bir çemberin içinde yaşatsa da, yine de bizi bir tür koruma işlevini görür. Bu koruma bize riski düşük ama tatsız bir ýaşamda “nasıl mutlu olurum” sorusuna cevap aratır. Hâlbuki asıl mutluluk çemberin dışıdır. Fakat kişi doğduğu andan itibaren yakın çevresince o çembere alıştırılır. Bireyler zaman içinde bu çemberin içinde olduğunu farkeder ve sıkıntılar yaşamaya başlar. Çünkü her çember bir döngüdür. İnsan döngüler dünyasında zaman zaman bunalır ve çıkmak ister. Fakat bu istek arkasında sağlam bir kararlılık gerektirir. O kararlığa sahip olmak için o çemberden dışarı çıkmış ve başarılı olmuş insanları arar. Fakat bunu başaran insan sayısı çok az olduğu için o kişilere ulaşmasıda oldukça zordur.

Fakat kişi,çemberden çıkmış ve başarılı olmuş o insanı bulursa cesaretlenir. Daha özgür ve özgün bir hayat için tüyolar alır. Çember dışında ki kişinin telkinleri çok değerlidir malùm. Onlarca başarı hikayesi anlatır kendisine dair. Geçtiği zorlukları, pes edecek haldeyken, çökecekken nasıl yeniden doğruluğunu anlatır. Çember dar, çemberin dışıysa sınırsızdır. Sınırsız bir yaşamı yaşamak için, tüm tabuları, etikleri ve normları esnetebilecek bir beyine sahip olması gerekecektir. O esnemeden doğan boşlukları neyle dolduracaktır peki? Ya da tam tersi doldurmalı mıdır? Çemberin içinde kaldığı süre içinde her türlü bilgiyle dolmuş ve hareket kabiliyeti azalmış beyni, bu yeni sürece ne kadar sürede adapte olabilir?

Bu süreci yaşayıp başarılı olamama ve çembere geri dönme ihtimali de hiç azımsanmayacak ölçüde yüksekken, bireyin bu yola çıkma cesaretini kazanması da oldukça zordur.

Şimdi sen diyeceksin ki ” bunları bana niye anlattın?” Haklısın, bunları sana anlatmamın bir nedeni var. Çünkü bugün, o çemberden çıkma arzumun gayet kabardığı ve çıkarsam istediğim o yapay milada ulaşabilme güdümün tavan yaptığı bir gün. Bugün o milada inanmış bir adam olarak yazdım tüm bu tespitlerimi. Evet.. Bugün o yapay ya da sembolik miladın bir gün öncesinden seslendim sana. Umarım başarılı olurum. Sende bana muaffakiyetler dile, o yattığın huzurlu mekandan.

Nur içinde yat seygili Lev Nikolayeviç..

Dostun Tevfik Sadi.