–Abi bana elinden kayıp giden bir şey söyle
– Hımm. Dur bir düşüneyim
– Sabun
– Sabun mu?
-Sabun diyorsun yani! Bu kadar?
– Evet sabun. Ne oldu ki?
– Peki başka?
– Başka?
– Başkaaaaa…
– E sabun işte
– Abi bu kadar düşündün sabun mu aklına geldi sadece? Zaman denilen şey de elden kayıp gitmez mi abi?
– Yooo. Zaman tutulamaz çünkü.
– Vaybe! Demek tutulamaz. Bak sen!
– Abi sen şuna zaman dememek için pislik yapıyorum desene!
– Yoo çok ciddiyim oğlum. Zaman elde durmaz ki kayıp gitsin.
– Ya hu abi biz mecazen böyle tanımlamıyor muyuz peki zamanı?
– Evet böyle tanımlamalar var elbet
– E o zaman?
– İyi de bu yanlış bir tanım. Edebi yönüyle bu şekilde yapılan zaman tanımı bizi melankolik ve negatif bir durum sergilememize neden olur
– İyi de abi ben sana sadece bir soru sordum. Sende “zaman” desen ne olur sanki?
– Diyemem çünkü zaman benden hesap sorar.
– Nasıl soracakmış haydi cevapla
– Kendini benden azaltarak yapar mesela
– Abi sen harbi cinssin. Böyle kelime oyunlarıyla pislik yapmana gerek yok ki!
– İlla zaman de diyorsun yani? E tamam diyorum haydi! ” Zaman” Al haydi ne oldu?
– Gönlüm oldu abi:) Sen böyle cevap vererek bir gönül yaptın.
– Bu zamanda diyorsun?
– Evet
– Eyvallah. Ama sabun zamandan daha hızlı kayar.
– Abi tamam uzatmayalım sağol