Bu yaz’a kadın vokaller damga vurur..

0
1768

Ben, opera ve blues hariç her türlü müziği dinleyebilen tiplerdenim. Yeter ki o müzik kulağımı rahatsız etmesin. Bir formu ve disiplini olsun. Tesadüfen ya da merak ederek yakaladığım şarkıları kaydedip, tabiri caizse kusana kadar dinlerim. Şarkının her tınısını ve her ritmini ezberlerim. Böyle takıldığım dönemlerde  başka hiç bir şey dinlemem. Buna tüm radyolar ve müzik listeride dahildir.

Meselâ bu geçen Haziran da,sürekli grup “yüzyüzeyken konuşuruz” ve Melika Şahin’i dinledim. İkisi de harika ve iyi yorumcular Allah için.

Neyse, bu iki ismi dinlemekten gına geldikten sonra biraz radyo dinlemeye başladım. Gördüm ki yaz’ın da gelmesinden sebep, yine hareketli şarklılar ilk sıralara yerleşmiş.

Bizim memlekette, yazın tüm tatil beldelerinde ve eğlence mekanlarında belli demirbaş ünlü vokallerin yazlık hitleri çalar. Bunların başında kadın vokaller;Hande Yener ve Demet Akalın ve Hadise gibi isimler gelir. Erkek vokaller ise kadınlar kadar ses getirmez ama Murat Boz, Kenan Doğulu, Berksan ve Berkay illa bir yerlerde çaldırır kendini.

Benim bu yaz’a damga vurur ve müzik listelerinde, ilk 5 te sezon sonunu rahat rahat getirir dediğim 5 isim var.

Yani bunlara, Kırkevinkedisi Top 5’i oluşturan isimler diyelim..

Bir de işin enteresan yanı, bu listenin tamamı kadın vokallerden oluşuyor. Bu isimler : Ebru Gündeş, Hande Yener, Göksel, Ayşe Hatun Önal ve Feride Hilal Akın..

“İşte efendim, listenin 5 numarası şu, listenin 1 numarası bu” falan demek istemiyorum sıralamada klasik olarak. Çünkü hepsi de eşdeğer manada iyi. Ama elbette ki bir Ebru Gündeş ile Ayşe Hatun’un sesi yorumu aynı kalitede diyemem.( Ses kalitesinde Ebru’ya ayıp olur) Böyle bir kıyas yanlış olur.( Ayşe hatun’un yaptığı tarz da Ebru’ya uymaz meselâ ) Çünkü her şarkının hem tarzı hem yorumcusu, hem de müzikalitesi farklıdır.

Ebru Gündeş ile başlayayım. Gündeş’in “Çabuk unutma” şarkısı hem temposu hem de hikayesiyle oldukça başarılı. Baştan sona keyifli bir ritmi var. Şarkının sözleri kolay ezberlenebilir türden. İlk dinleyişte, klasik Ebru Gündeş pop’u gibi algılansa da, bir kaç dinlemeden sonra genel pop tarzıyla birebir örtüştüğüne şahit oluyorsunuz.

Fantazi havasında pop okuyan Gündeş, son iki albümde bu konuda da kendini çok geliştirdi bence. Klipte gayet güzel. Fakat bir eleştiri yapayım. Gündeş’in şarkıları okurken ki beden dilini değiştirmesi lazım artık. Bir de bir çok şarkının yaptığı beden dili figürlerini bırakması lazım. Hele hele o jestleri, bir mezar kazıp gömerse harika olur. Dans öğrenirse zaten muhteşem olur.( Dansa da başlayabilir bir merakla meselâ)

Listede ki bir başka isimse Hande Yener.. Kuş şarkısı tam bir yaz şarkısı. Ve yine klasik elektronik pop karışımlı yerel pop türünde bir şarkı. Ama zaten Hande, bu tür de,uzun süredir ilerlediğinden garipsemiyoruz ve alıştık. Yener ortalama iki ay da bir buna benzer hit şarkılar çıkarır zaten. Bu konuda Yener’e Demet Akalın da eşlik eder bilirsiniz. Listelerde iki ay Yener, iki ay da Akalın, hep üst sıralarda yer bulur kendine.

Kliple ilgili söyleyeceklerimse tamamen olumlu cümlelerden kurulu. Klip eğer yanılmıyorsam bir Afrika ülkesinde, hatta müslüman bir Afrika coğrafayında çekilmiş. Renkler, kurgu, klipte ki çoçukların doğal sempatik halleri ve de drone çekimleri, klibi sıkılmadan seyretmenizi sağlıyor.

Bildiğiniz gibi klipler şarkılara artık ekstra bir ruh katıyor. Hande bu konuda da gayet başarılı geçmişine baktığımda..

 

Ve Göksel.. Göksel’de kendine has sesi ve yorumcu vokallerden. Göksel her yeni albümünde illa ki en 3 hit çıkarır. Müzik listelerinde ise üst sıraları uzun süre bırakmaz.

Genelde slow şarkılarla hatırlarız Göksel’i. Tempolu şarkılarıda hiç bir zaman yaza damga vuran pop şarkılarına benzemez. Ama bu son şarkısı yok yok da, bunu yıktı bence Göksel.Slow formuna uygun olan sözler, temposu yüksek bir ritmin üstüne harika oturmuş. Acıklı sözler bir dans müziği üstünde daha az bir duygu bıraksa da, mesajı doğru vermeyi başarmış görünüyor.

Klip kurgusu ise şarkı kadar başarılı değil bence. Öncelikle şu Göksel’i seksi hatun havasından biraz kurtarmalı bence menejeri ve klip yönetmenleri. Tamam Allah için güzel bir kadın Göksel, fakat bunu yeterince ispatladı bence bize. Fazla dekoltelere hiç gerek yok. Ki zaten Göksel’in fıtratında o seksi ruh yok. Göksel’in ince, hassas ve duygusu yüksek kadın halini görerek başladık biz onu sevmeye.

Yine bu şaç şeklinin ona çok yakıştığını biliyoruz. Ama bu saç konusunda da değişiklik, gerekli artık bence. Yine uzun veya daha kısa bir kesim olabilir. Mesela Bergüzar Korel modeli uygun olabilir. Neyse, yaz’ın en iyi hitlerinden birini yaptı Göksel deyip, bitireyim mevzuyu..

Listemde ki bir başka isim de Ayşe Hatun Önal. Onun taa 15 sene önce “kıracan mı belimi?” ile tanıdık müzik aleminde. O dönem mankenden şarkıcı olur mu tartışmalarının yoğun yaşandığı zamanlardı.

Önal, bu şarkıyla iyi bir yorumcu olamayacağını ama farklı ve elektronik müzikle sektörde iyi işler yapabilecek bir şarkıcı olabileceğini gösterdi. Önal için bu yol, en doğru karardı. Çünkü Önal’ın bu ses rengi ve aralığı klasik popçu sesinin çok dışında, farklı bir nitelikteydi. Ve kötü de değildi.

Ben onu kendi müziğine uygun bir ses olarak tanımlıyorum. Meselâ Can Bonomo’da böyle bir ses. Klasik türlere uymayan bir ses, ancak kendi müziğinin sesi olabilir. Yine Halil Sezai’de böyle seslerden, Rafet El Roman ve Kaan Tangöze’de bu gruba örnek verebileceğim ünlü şarkıcılardan. Gelelim Ayşe Hatun’un “katakulli” şarkısına. Şarkı müzikalitesiyle öne çıkıyor. Sözler şarkının ritmine uygun. Şarkıya eşlik etmek de kolay. Klibi beğendim. Genel olarak siyah beyaz bir çekime eşlik eden renkli bir kurgu var. Zaten klip, güzel bir kadın şarkıcı olan Ayşe Hatun olunca, onun dışında bir görsele de pek ihtiyaç duymuyorsunuz. Eski mankenlerden biri sonuçta Önal. Bu yaz eğlence mekanlarının listelerinde bolca duyulur sesi.

 

Ve Feride Hilal Akın’da, listemde ki son isim. Bu kızın sesine ayrı bir parantez açmam lazım. Feride’nin sesi çok yumuşak ama bir o kadar da güçlü bir ses. Yıldızını parlatan şarkılar genel olarak slowlar olunca, onun ses genişliğini farketmemiş olabilirsiniz.

Bu tarz seslere genelde, tanınma işini youtube’da kendi çektiği videolarda ki ses performansını ortaya koyan şarkıcılarda görüyoruz. Bir de işin güzel yanı, bu tip iyi sesler, Tv de ki şarkı yarışmalarına pek rağbet göstermiyorlar. Çünkü ses kalitelerinin Tv de ki standar seslerle kıyaslanmasını istemiyorlar. Bu konuda da haklılar bence.

Neyse.. Akın’ı bugüne kadar, erkek vokallerle yaptığı düetlerle tanıdı müzikseverler. Ayrıca oyunculukta ki başarısına şahit olduk oynadığı bir dizide ( fazlaysa bilemiyorum) Feride, son şarkısı yok yok’da, bilinen tarzının oldukça dışına çıkıp, orjinali Rus grup Rauf Faik’e ait olan Destva’yı cower’ladı. Bu şarkı onu youtube’da en çok izlenen klipler sıralamasına soktu. Yanlış duymadıysam şuana kadar 25 milyon kez izlenmiş. Şarkının orjinalini dinlediğim kadarıyla, Rus grubun erkek vokalinden bin kat daha iyi yorumlamış. Çünkü o vokal de nağme yok ve şarkıyı düz bir tarzda okuyor.

Eğer Feride bu şarkının bir de ingilizcesini okur ve elektronik bir pop remiksini yaparsa bomba olur. Yok yok, bu yazın vazgeçilmezlerinden olacak besbelli..