La oğlum durmayın öyle mal gibi! Gidin bir Adrian Pennino bulun kendinize..

0
1768

Kalmadı gibi bir şey..

Adamını çekip çevirecek Adrian Pennino’lar yok artık.

Kocasının başarısını düşünüp, sürekli arkasını toplayıp sabreden, adamını yontarken aslında kendini de geliştiren, sorumluluk duygusunu en ağırından hissedip yuvasını her daim ayakta tutacak Adrian’lar artık istifa ettiler.

Günümüzde Rocky’nin karısı olma rolünü kimse istemiyor. Daha doğrusu istiyor da, hazır hale gelmiş pişmiş Rocky’e evet diyor zekası duygularının önünde giden kadınlar.

Şimdi alcan adamı. Türlü kahrına kabalığına katlancan, adam pes ettiğinde bile sen pes etmiycen. Yaparsın kocam! Yaparsın aslansın diycen! Oooo “ölme eşeğim ölme de, beni dağlarda goma”

Rocky film serilerini izleyenlerinin çoğu, Rocky ‘i Rocky yapanın eşi Adrian olduğunu bilir. Aslında gerçek Rocky Adrian’dır. Filmin aksiyon sahnelerini cikarin, geri de kalan mesajın kadının yuva dedigimiz alanın gerçek reisi olduğudur. O filmde Adrian abla için paranın ve şöhretin çok  bir önemi yoktur. Adrian için önemli olan kendini gerçekten seven bir adamın kendini gerçekleştirmesine destek olmaktır. O öküz adama verdiği destekle onu zirveye taşımış,filmin devam eden serilerinde kendini komple yontarak tam bir beyefendi olan Rocky ile çok tatminkar bir hayat yaşamıştı.

Günümüzün kadınları ise hiç kahır çekmeden, hiç mücadele etmeden kolay ve haz dolu bir evlilik hayal ediyorlar. E hadi diyelim bu mantıkta olan bir ablamız piyasadan bir Rocky’i kendine bağladı. Ya sonra? Adam bütün mücadeleyi tek başına vermiş. Hedefine ulaşmış. Ekonomisi on numara. Saygınlık ve itibar gibi davranışları her gittiği ortamda herkesten görüyor. Peki seni napacak? Hangi mücadelene şahit oldu? Ona hayatı boyunca vereceğin mutluluk ve huzurun hesabını hiç yapmayacak mı? Güzel kadınsan senden on kat fazla kadın dolu piyasada. Neden seni sevsin?

Emeksiz mücadelesiz edinilen kazanımların miyadı çabuk dolar elbet…

Şimdi bir de o öküz adamın, o odun halini hatırlamaya çalışın. Adrian Pennino’nun Rocky den farkı yoktu aslında. Hayattan çok bir şey beklemeyen, aşkı arayan ama hep korkan, mıymıntı cins bir kadın. İşte bu iki zayıf karakter, birbirleri için en doğru zamanda çıktılar birbirlerinin karşısına.

Tabiri caizse birbirlerine bir ağrı kesicinin de üstünde antibiyotik oldular. Yaralarını birbirlerine sarılarak iyileştirdiler. Hayatın hep bir mücadele yeri olduğunu unutmadan sevdiler hayatlarını ve çevrelerinde ki insanları.

Dünyayı cennete çevirme gafletine düşmüş ne çok kadin, ne çok erkek var değil mi? Her zaman daha fazlasını isteyen, haz ve arzuları için yaşayan yapaylaşmış yaşam formlarına dönüşmüşler. Herşeye kolay ulaşmaya alışmış bir insandan daha boş kim yaşayabilir bu dünyada!

Günümüz evliliklerinin çabuk bitenlerinin gurubunu genelde bu kafa yapisindaki çiftler oluşturuyor. Sorumluluk kıçına zor gelenin bir ayağı hep eşikte. Boşanmak demek artık neredeyse nikah kadar basit! Yap anlaşmalı boşanma sözleşmesini, ohhh hayat hemen yeniden başlasın. İyi tamam başlasın da, nasıl? Hangi enerji, hangi disiplin ve hangi huzurlu yaşlılık planıyla?

Çocuk mevzusuna hiç girmiyorum bile!

Ezcümle; bekar hemcinslerime nacizane tavsiyem; Gidin arayın nasıl bulursanız bulun ama kendinize bir Adrian Pennino bulun. Tipine boyuna, makyajına fiziğine takılmayın. Bunlar günümüzde çabuk düzeltilir sorunlar. Ama Adrian’ın kafa yapısını, sadakatini anaçlığını, yüksek mücadele gücünü çoğu kadında bulamazsınız. Gidin sadece beyin sevici olun demiyorum. Ama kardeşim, yaşlılıkta elinizde kalmayacak, yıpranacak ve pörsüyecek etlere, beyin kadar, ruh kadar önem vermeyin.

Sizi Rocky yapacak kadını bulun. Ve bunun karşılında onu mutlu bir kadın olarak yaşatmak için elinizden geleni yapın. Evet, hiç bir zaman mümkün olmayacak bu 🙂 Ama gayretiniz her zaman onun gönlünü besleyecek.