Şampiyonluk..
Son 25 yıldır çok alıştığımız, en fazla iki sene, bilemedin 3 sene ara verip sonra tekrar kazandığımız şampiyonluklar..
Gerçi her ne kadar alıştık desem de, yine kazanılan her şampiyonlukta havalara uçuyoruz. Hele hele yarışın son haftaya kadar sürdüğü sezonlarda, daha da bir kıymetli oluyor şampiyonluklarımız.
Bu sezonda yukarıda bahsettiğim türde bir sezon geçirdi lig takımları..
Kim ne derse desin, takımın başında Fatih Terim olunca ve kadro da onun gönlüne göre kurulunca, çok büyük bir aksilik de çıkmazsa ipi göğüslemeyi başarıyor Galatasaray..
Geçen sezon sonu iyi bir bedelle satılan Gomis’ten sonra GS, istediği gibi bir forvet bulamamıştı. Lig başlamış elde ki forvetler istenileni veremiyordu. Fakat takımın içinde ki bazı oyuncular, bu açığı kapatmak için gol yollarında daha etkili olmaya başlıyor, nitekim de maçı kurtaran golleri atmaya başarıyorlardı.
Bu sezon alınan oyuncuların neredeyse tamamı takıma uyumlu, karakterleri ve çalışkanlıkları ile adından söz ettirebilecek tarzda futbolculardan seçilmişti.
Zaten başta Fatih Terim olunca,oyuncu seçimlerinde kimsenin itirazı olmazdı taraftarlar arasında.
Benim bu sene takıma en çok fayda kazandıran futbolcular( ilk 11 desem yeterli heralde ) listemin başında Feghouli var. En kritik maçlarda, en zor dakikalarda GS yi ipten alan adamdı Feghouli. Oyundaki atraksiyonları, ceza sahasında buluştuğu an da topu kaleye kolayca gönderebilmesi, hızı, tekniği ve de tabi ki de istikrarlı oyunu, onu listemde birinciliğe çıkardı.
O listede ikinciliği verdiğim adamsa, devre arasında araplara sattığımız Garry Rodriguez. İlk yarıda ki muhteşem performansı, takımı tek başına sırtlayışı, hızı, hırsı ve tekniği ile on numara iş çıkardı.
GS bu sezon kendini zora sokan iki büyük hatadan ikincisini Rodriguez’i satmakla yapmıştı. Birincisi malûm Gomezdi. Evet necburiyetten ve takımın menfaati için satıldılar fakat, oyun kurgusu anlamında bu iki satışa alışmak çok uzun sürdü.
O listede ki bir diğer isimse tabi ki Onyekuru..
Takıma ilk geldiği zaman millet pek beğenmemişti onu. Takıma adaptasyonu biraz ağır oldu. Fakat 3-4 maçlık ısınma turlarından sonra hırsı ve golcü kimliğini ortaya koymayı başardı. 30 maçta 14 gol atarak takımına çok büyük katkı sağladı. Aslında Onyekuru giden Rodriguez’in yerini doldurdu da denebilir bi yönüyle.
Rodriguez 33 maçta 9 gol ve 10 asistle ilk yarıda GS yi ayakta tutan adamdı aynı zamanda.
Bu isimler dışında yine muslera, belhanda, marianho, selçuk, linnes, fernando, donk, n’diaye, nagamato ve luyindama takımı asıl sırtlayanlan isimler oldu.
Bunlar dışında değinmek istediğim bir konu daha var. O da Fatih Terim..
Galatasaray tüm büyük başarılarını hep onunla yakaladı eyvallah. En çok kupa toplayan adam da o oldu eyvallah. Futbolcusunu en iyi anlayan hep o oldu ona da eyvallah.
Fakat nereye kadar?
Gs’nin son 20 senesinde Fatih Terim’in olmadığı yıllarda kazandığı şampiyonluk sayısı yalnızca dört. Lucescu, Geretz, ( Feldkamp sonrası Cevat Güler ve Hamzaoğlu ile gelen şampiyonluklar, 1996-1997 sezonundan bu yana yalnızca 4 yılı kapsıyor.
Tabi ki bu, “Fatih Hoca gitsin bıraksın” demek değil kesinlikle. Fakat bu algının artık yenilenmesi gerekiyor. Fatih hoca’ya Allah uzun ömür versin inşallah. Ama bir kulübün şampiyonluk için sadece 1 adama sarılması, bütün yükü ve sorumluluğu ona vermesi, bence kendi sorumluluklarından kaçmak anlamına geliyor.
Peki ne yapılmalı?
Benim fikrim alternatif Fatih Terim adaylarıyla dirsek temasını kesmemekten geçiyor. O alternatifler ise belli. Hasan Şaş, Ümit Davala, Ergün Pembe, Bülent Korkmaz ve Okan Buruk gibi teknik direktörlüğe ısınmış oyuncular ilk etapta aklıma gelenler. Galarasaray bu konuda şanslı. Takım için teknik direktörlük yapacak adamı dışarıda aramasına gerek yok yönetimlerin..
Atıyorum Fatih Terim seneye yurt dışından bir takımla anlaşsa, Hasan ve Ümit’e, “al bu takım size emanet” diyebilir rahatlıkla şuan ki yönetim. Ve eminim ki Şaş ve Davala, Terimden elde ettikleri tecrübeyi en doğru şekilde kullanırlar.
Neyse, bunlar şimdi zaman olarak hiç te konuşulacak konular değil malûm. Şimdi doya doya kutlama ve konvoylara katılma vakti 🙂
22.Şampiyonluk, “Ben ölene kadar Galatasaylıyım” diyen herkese hayırlı uğurlu olsun…