Kırık camlar teorisi veya kırık pencereler teorisi (İngilizce: Broken Windows Theory), Amerikalı suç psikoloğu Philip Zimbardo’nun 1969 yılında yapmış olduğu bir deneyden esinlenerek elde edilmiş olan, kentsel bozukluk üzerine anti-sosyal davranışlar ve diğer suçlardaki vandalizm davranışları/belirtileri ve normları işaret eden kriminolojik bir teoridir. Teori, düzen halindeki kamuya açık kentsel ortamlarda düzenin sürdürülmesi, daha ciddi suçların ve vandalizmin oluşmasını önlemek amacıyla izlenmesi anlamına gelir. Amaç, düzende bozulan küçük şeylerin tekrar düzenli olacak şekilde değiştirilerek, düzenin sağlanmaya devam edilmesidir.
Teori olarak 1982 yılında sosyal bilimciler James Q. Wilson ve George L. Kelling tarafından makale olarak sunulmuştur. Sunulduğu günden bu yana sosyal bilimler ve kamusal alanlarda uygulanması hakkında büyük tartışmalara neden olmuştur. Teori aynı zaman ceza politikalarındaki reformlar için bir motivasyon olarak da kullanılmıştır.
Kırık camlar teorisi birçok bilimsel çalışma ile destek alsa da aynı zamanda eleştiri konusu olmuştur.
Yani bu teori, toplumun içindeki gizli vandalist düşüncelerin toptan harekete geçtiği tezini ortaya koyar. Düşene bir tekmede sen vur. Ya da toptan linç kültürünü açık seçik ortaya koyar. Sürü psikolojisinin kötü bir yansımasını sergileyen bu teori, insan topluluklarının “insan sosyal bir hayvandır” tanımlamasınında temelini oluşturur bir biçimde. Var etmek, yok etmekten çok daha zor bir eylem ve gayret gerektirdiğinden, insanın kolaya kaçıp kötüye meyletmesini daha anlaşılır kılar. Dolayısıyla kırılan camlarda problem vardır. Sağlam camlarda değil. Sizde iki gün sonra bir binada kırık bir cam görürseniz, sağlam camları düşman beklemeyin!