“Yakınlığı “samimiyet”le bağdaştırma eğilimimiz var, belli bir deneyim birikimi ortaklığını içeren “samimiyet”le…Halbuki gerçekte, büsbütün yabancı insanlar, birbirine tek söz etmeden, bir yakınlık paylaşabilir – bir anlık göz göze gelmede, bir baş sallamada, bir tebessümde, bir omuz silkişte saklı yakınlığı… Birkaç dakika ya da beraber dinlenen bir şarkı kadar süren bir samimiyet… Hayatla ilgili bir görüş birliği…Cümleler içermeyen bir mutabakat…Şarkının etrafına üşüşen anlatılmamış hikayelerin paylaşımıyla kendiliğinden varılan bir kanı…”