Şu hayatta, insan denen canlıyı bir çok objeye benzetmek mümkündür, belli özellikleri sebebiyle.Bir hayvana ya da bitkiye benzer bazen. İnsan, dünyanın içindeki bütün yaradılmışlarla sürekli bir temas halindedir. Yine sevgilinin sevgiliyi ay’a ve güneşe benzetmesi çok bilinir bir benzetmedir. Aslında gerçek anlamı, “tekerleklerin merkezinden geçen ve taşıtın altına enlemesine yerleştirilmiş olan mil’e verilen isim” olan dingil de, insanın benzetildiği objelerdendir. Kabalığıyla bir ayı’ya benzetilir insan, bazen bir ceylan’a benzetilir güzelliğiyle, uyanıklığıyla tilkiye. Hatta bir yavşağa benzetilir yılışıklığı yüzünden ( Bit yavrusu ). Bitkilerden ise başağa benzetilir dayanıklılığıyla. Rüzgarda yere kadar eğilen ama asla kırılmayan başaklara. Ya da faydasız insana “ot” deriz. Bu ve buna benzer bir çok örneği, kendinizce çoğaltmanız çok mümkündür.
Bense, insanı belki de bugüne kadar hiç benzetilmemiş bir eşyaya benzetirim. Bir araç tekerliğine. Evet, ister oto lastiği deyin ister araba tekerliği ( gerçi bu benzetme ,cinsel tercihi yön değiştiren erkeklere yapılır ama, bu benzetme benim için espirisi bol bir istisnadır )
“Yav neresi tekerleğe benzer ki insanın?” diyorsunuz değil mi? Evet benzer, hem de bal gibi benzer..
Şimdi bu tezimin dayanaklarını, madde madde sayayım..
• Bir kere herşeyden evvel lastiğin görevi taşımaktır. İnsan da aynıdır. Sırtında yaşadığı hayatın yüklerini taşır.
• Tekerlek hem kendi etrafında döner. Fakat bu dönüşü yaparken hem ileri hem de geri gidebilir. İnsan da böyledir. Hayatı boyunca uyum sağladığı çevrede döner durur. Şartlara göre ikametgahını değiştirse bile yeni yaşadığı yerde dönüp durur işiyle evi arasında.
•Lastik kabaklaşırsa yolu tutamaz. Taşıdığı araç ve yükler tehlikeli bir yolculuk yapar. İnsanda zayıfsa, o hayatla birlikte savrulur. Aldığı kararlar risklidir. Yanlış seçimler yapar.
•Lastik aşındıkça durma kabiliyeti azalır. İşte İnsan da kontrolünü başkalarına teslim edince yoldan çıkar.Tüm donanımları ve saygınlığı zayıflar.
•Lastik yolda bir yere sürtündüğünde ( kaldırıma meselâ) sebebiyle yaralanır. İnsan da hayatında karşılaştığı bir çok sorunu kafasına takar, o stresle yaşmaya devam eder.
•Lastik başka lastiklerle birlikte hareket ederek taşır yükleri. İnsan da hayatı boyunca ailesiyle beraber hayatın yükünü taşır. İş bölümü ve manevi destekle yaşar.
•Lastiğin bir zaman sonra havası iner. Hava basılınca eski haline gelir. İnsan da motivasyonu kaybedince destek arar çevresinden. Bu bir dosttur çoğu zaman. Eş, anne ya da bir sevgilidir destek.
•Lastiğe fazla hava basılırsa esnekliğini kaybeder.Sertleşir. İnsan da çevresinden aldığı gazla, şımarır, kibirlenir ya da merhamet duygusunu kaybeder.
•Lastik aşırı yükten ya da bir çivi yüzünden patlar. Bir lastikçide onarılır yoluna devam eder. İnsan da kaldıramacağı bir sürü musibet yükünün altında stresten ya da bir kaza sebebiyle hastelik olur. Tedavi olur.
•Lastiğin kullanım süresi dolunca artık atıl hale gelir, çürür. Fakat jant üstüne yeni bir lastikle hayata döner. İnsan da ömrü bitince ölür ve çürür. Fakat ruhu, yeni bir bedende yeni bir alemde tekrar hayat bulur.
Nasıl?
İkna oldunuz mu?
Eh mi?
O zaman “insan tekerlektir” felsefem, an itibariyle doğmuştur. Hayırlı olsun..