Günümüz Leyla’ları..

0
1565

Kokunu özledim diyerek özlemle karışık bir sitem etti Mecnun,leylasına yaklaşarak:

-Leyla da cevaben:

“Kokumda boğul Mecnun” dedi.

Bu temenninin bir beddua mı, yoksa sevgi mahiyetinde bir söz olup olmadığını hiç düşünmeden cevap verdi Mecnun :

İnşallah..

Leylası için ölümü göze alan ve tüm zamanların en en efsane aşığı Mecnun için, Leyla’nın kokusunda ya da bokunda boğulmak arasında hiç bir fark yoktu. Çünkü Leyla herşeye değerdi. Bu iki anlayışta Mecnun için, tam teslimiyetle yerine getirebilecek isteklerdi.

Sonra Mecnun da Leyla’ya :

 Sende benim kokumda boğul” dedi.

Bu cümleyi duyan Leyla’nın yüzü düştü. Kaşlarını çatarak yüksek bir tondan:

Ne demek kokumda boğul? Bokumda boğul der gibi!”

Mecnun şaşırmıştı Leyla’nın tepkisine. Daha iki dakika önce Leyla’da kendisine aynı cümleyi kurmuş,fakat kendisi bu söze hiç bozulmamıştı.

Mecnun,Leyla’ya dönerek:

Canım kusura bakma. Sen beni yanlış anladın. Ben,senin bana söylediğin o güzel dileğin aynısını senin için tekrarlamıştım dedi. Leyla yüzünde ki o kızgın bir ifadeyle birlikte mecnun’a dönüp şöyle cevap karşılık :

Hayır efendim, sen bikere aynı yumuşak tonda söylemedin benim gibi”

dedi ve devam etti :

Siz erkekler her zaman kaba ve küstahsınız. Hepiniz aynısınız işte!

Mecnun şoktaydı. Demediği, üstelik aklının ucundan bile hiç geçirmediği bir ifadeyi sanki kullanmışcasına suçlanıyordu. Tekrar söze girmeye çalıştı Mecnun ve dedi ki:

Özür dilerim Leyla..

Leyla o an da kesti sözünü Mecnun’un :

Sus! bir de haklı çıkmaya çalışıyorsun. Zaten senin aşkına inanan da suç! Kadınları hep ezmek istiyorsunuz ve bunu her defasında başarıyorsunuz. Senin gibi bir adamı sevdiğim için bin pişmanım.

Mecnun,duyduğu bu cümleler karşısında yıkılmıştı. Leyla yanlış anladığı bu lafı kıçından anlaması ve lüzumsuz alınganlığı yüzünden, ( ki en başta kendisi kurmuştu ) gereksiz bir savunma içine girmişti.

Ve işte artık Mecnun da kızmaya başlıyordu. Çünkü Leyla’nın bu aptalca alınganlığından doğan ve kendisine hakaret olarak dönen cümleleri hiç haketmediğini düşünmüş,ve patlama noktasına gelmişti Mecnun..

Ve patladı da..

Lan gerizekalı! Ben sana hakeret mi ettimde bana böyle yükleniyorsun? Bi sus! Bi sus! 

Bu ağır hakaret cümlesini duyan Leyla, olduğu yerde kalakalmıştı. Sevdiği adam kendisine hem “Lan” hem de “gerizekalı” demişti. Gözünden bir yaş damladı o an Leyla’nın. Aşkını her şeyin üstünde tuttuğu mecnun, Leyla’nın gözünde Mecnun o an, iğrenç kaba bir tacizciye dönüşmüştü. Beraber yaşadıkları o büyük aşk,atlattıkları onca zorluk ve imkansızlıklar, bir “kokumda boğul” cümlesi ile tepetaklak olmuş,tüm değerini yitirmişti. Halbu ki Mecnun, hem kokusunda hem de bokunda boğulacak kadar çok seviyordu Leylasını. Leyla, anlamsız bir gerizekalılıkla ( ki mecnun doğru dedi ) efsane bir aşkın sonunu hazırlıyordu. Mecnunsa, bu çıkışıyla büyük bir öfkeyle boşalttığı içiyle rahatlamış, fakat Leyla’nın kendisine ölü gibi bitik bakan gözlerini görünce, dediklerinden çok dehşetli bir utanca bürünmüştü.

-Leyla” dedi. Dinle beni!

Leyla ise tepkisiz bir şekilde Mecnun’un gözlerine bakmaya devam ediyordu. Ve sonra dudukları hafiften kıpırdamaya başladı Leyla’nın. Yumruklarını sıktı ve tüm gücüyle bağırdı :

-Kendi bokunda boğul Mecnun! Geber pislik!

Mecnun kulaklarına inanamıyordu. Sevdiği kadın kendisine, başka kimsenin demeye yeltenemeyeceği ağır bi hakaret edip sırtını dönüp çekip gitmişti. Mecnun o an aydınlandı içinde.

–  Evet dedi.

-Tüm kadınlar özünde aynı. Dünya’nın en alıngan en kaprisli ve karmaşık canlıları bunlar. Biz erkek cinsi gibi net,objektif ve düz değiller. Çatışmadan ve içsel birikimlerden besleniyorlar.

Son olarak bir kez daha baktı Leyla’nın arkasından özlemle. Fakat o an bugüne kadar hiç farketmediği bir şey gözüne çarptı. Leyla’nın bacakları bariz çarpıkdı. Ve yine bugüne kadar hiç dikkatli bakmadığı o bacaklar, şimdi ona çok komik gelmişti.

-Allah’ım dedi.

-Bu aşk denilen melanet çarpık bacakları bile sütun gibi gösterir adama.

Gerçekten de Leyla’nın bacakları eski Skoda kamyonetler gibiydi. Tekerleklerin biri anya’ya diğeri konya’ya bakar gibi duruyordu. Güldü hafif bir tebessümle Mecnun :

Yolun açık olsun çarpık bacaklı Leyla.. dedi.

-Yolun açık olsun..