Cins 5 yaşına basmış. Haydi hayırlı olsun

0
960

Uzun bir zamandır kopmuştum Cins’ten. Ama bu kopuş cins’in kalitesi ile ilgili değildi. Tamamen benim iç meselelerimin ve dünya işlerine fazlaca meylimin bir sonucuydu. Fakat bu süreçte bile cins’i sosyal medyadan takip etmeyi bırakmadım. Çünkü Cins, benim son beş yılımda, kültürüme, bireysel değil ama içtimai gelişimime çok büyük katkılar sağladı. Kaynağı İslam olan bir derginin kalıplaşmış sıkıcı öğretiler yerine entelektüel bir bakış açısı geliştirmesi pek mühimdi. Cins bunu başaran ilk dergi oldu. Herkesi ve herşeyi kapsayan Cins, tüm okurlarına yaşadığımız dünyanın farklı düşünce yapılarını tanıttı ve dibine kadar irdeledi.

Ben Cins’i ilk Bursa kitap fuarında tanımıştım. Fuar alanının en uç ve tenha köşesinde; minnak bir tezgahta 2 ya da üçüncü sayısını duyurmaya çalışıyordu. Dergiyi biraz karıştırdım. Ve o an “işte” bu dedim. İslam’ın kısır bir döngü den ibaret olmadığını, her dönemin içinde hep varolduğunu, olayların, insanların ve sonuçların bizi türlü cenderelerden geçtikten sonra tek bir yola, yani “hakikate” ulaştıracağı fikrini en güzel anlatacak dergiydi Cins..

Oracıkta hem en son sayısını, hem de geçmiş sayılarını alışverdim heyecanla. Son bir iki yıla kadar da hiç bir sayıyı kaçırmadan aldım. Tabi o zamanlar Cins, her kitapçıda bulunmuyor. Bursa’da sadece belli noktalarda var. E kardeşim niye abone olmadın da bulmak için uğraşıp durdun almak için? diyenler olmuştur aranızda. Evet bilerek olmadım. Çünkü Cins,i parayla dışarıdaki bir kitap evinden istemek daha keyifliydi. Cins bugün hemen hemen her yerde bulunuyor. Ve dergi raflarının arasında her zaman “ben buradayım” diyor. Üstüne bir edebiyatçının ilistirasyonunu basıp içine, fikir ve düşünce adına birşey şey koyamayan dergi camiasının yanında, tüm haşmetiyle parıldayıp duruyor Cins..

Aynı yazarların aynı sözlerini ısıtıp ısıtıp tekrar önümüze koyan dergileri okuyan gençler, acaba Cins’i okuyunca anlayabilir mi? diye düşünüyorum bazen. Ama hayır! Hiç sanmıyorum. Çünkü Cins’i okumaya başlayacak gençlerin kültür seviyelerinin en azından vasatın üstünde olması gerekir. Çünkü Cins, her ne kadar edebiyat dergisi gibi görünse de aslında bir düşünce ve felsefe dergisidir.

Ve bu gün..

Cins 5 yaşına bastı. Konuşulmayan ve konuşulamayanı bazen bir sloganla. Bazen de bir derin bir fikir yazısıyla kimseye yaranmadan, şirin görünmeden olduğu gibi bırakıverdi derginin içine..

Hem iç hem dış muhalefetle çok uğraştı Cins. Hiç korkmadan ama temkinli adımlarla, insanların sindirebileceği zamanlarda ve şekilde söyledi hakikatleri.

Cins 61. sayısıyla, 5.yılında ideolojisini hiç değiştirmeden ve sürekli patlatarak ciddi kemik bir kitleye sahip şuan. Son sayıda Yusuf Genç ve İsmail Kılıçarslan’ın aralarında derginin 5 yılını değerlendirdikleri güzel bir sohbet var. Bence gayet keyifli de olmuş. İlk sayıdan beri türlü gayret ve emekle çıkardıkları derginin neleri başardığını ve neleri başarmayı planladıklarını en yalın haliyle anlatmışlar. Umarım daha çok yeni işler başaracaklar.

Yolun açık olsun Cins ailesi..

.