Senin için güç nedir? Tolstoy için sevgi ve ahlaktı..

0
1276

Tolstoy başkadır benim için. O tam bir ahlakçıdır. İçindeki sevgi ve hakikat duygusunu hiç çekinmeden söyler ortaya. Alan alsın der. Almayana da bozulmaz yalnızca üzülür. İnsanın dünyada sürekli mutluluk arayışına da anlam veremez. Sevgi ve ahlakın olduğu her yer aslında mutluluktur der.

Güç dediğimiz şeyi ise sevgi ve ahlak olarak tanımlar Tolstoy. Güçlük ya da zorluk dediğimiz kavramın liste başına da zaman ve sabır’ı koyar. İnsan, asıl güce duruşu ile sahip olur. “Güçlü olmak sıçramak değil savrulmadan ayakta dimdik bir duruşa sahip olmaktır” sözü de, bu fikrini tamamlar.

 

Sevgi konusunda değil ama ahlakçı olma konusunda benzedigimi düşünürüm Tolstoy’a. Bazen bu doğruluk ve hakikat savunuculuğum, kendi menfaatlerimin bile önüne geçer. Savunduğum hakikat bana zarar verecek olsa bile, bir adım geriye atmam. Yani çuvaldızın batma sırası bana gelmişse, buyursun batsın derim.

İnsan,çevresindeki insanların sürdüğü hayatlardan her halükarda etkilenir. Çevrenizde sağlıklı ve kendini eğitmiş terbiye etmiş insan ne kadar çoksa, sizde o kadar huzurlu yaşarsınız. Bu çevre aynı zamanda sizin hata yapma ihtimallerinizin yüzdesini de oldukça aşağı çeker. Bizdeki ahlaçılığın kaynağı elbetteki islamdır. Tevhid ve tebliğ bizim toplumsal ve ruhsal ayakta kalışımızı destekler her zaman. Fakat son yüzyılda, bu destekçiyi bir yana bırakıp sözde evrensel medeniyetin tavsiyelerine uymaya çalışıyoruz. Oysa güzel ahlakın doğuşu, Allah’ın peygamberlerini eğitmesiyle başlar. Hz. Adem’den bu yana bizler bir ahlak ve hakikat zinciri oluşturmuş peygamberlere tabi olmuşuzdur. Şimdi bu tabiyeti bırakıp, dünyanın ekonomik medeniyetine sahip devletlerinin ahlak ve özgürlük nidalarına uyarak, ahlakı sanki ilk defa keşfetmeye çalışıyor gibiyiz.

Neyse..

Çok dağıtmayayım konuyu. Bugün Tolstoy’un bir kaç bomba tespitler içeren sözlerini karıştırdım. Bir çoğunu bilmeme rağmen, yine de her okuyuşta derinden etkilenmekten alamıyorum kendimi. Bakın, muhteşem tespitler ve tavsiyeler içeren o harika sözlerini,paylaşayım hemen şuracıkta..

  • Dikkat et, ahlak kurallarına basıp geçme! O intikamını çabuk alır.
  • İnsanlar nasıl olsa konuşmayı öğrenirler. En önemli ilim ise nerede ve ne zaman susacağını bilmektir.
  • Senin yanında başkalarının hakkında kötü, senin hakkında iyi konuşan adamı hiçbir zaman dinleme!
  • İnsanın gerçek gücü sıçrayışta değil, sarsılmaz duruşundadır.
  • Şayet konuşmadığın söz için bir defa üzülüyorsan susmadığın için yüz defa üzülebilirsin.
  • Kendi yapabileceğin iş için başkasını rahatsız etme!
  • Kaybettik çünkü kaybettiğimizi söyledik.

Hepside müthiş öyle değil mi? Bence Tolstoy, Başta Rus halkı ardından da tüm toplumlar için Allah’tan bir hediyeydi. Fakat ne Ruslar ne de dünya onun kıymetini çok geç anladı. Onu yalnızca bir yazar ve edebiyatçı sanmak en büyük hatamızdı. O aslında bir âlim ve mütefekkirdi. Yazmak, onun için bir araçtı öğütlerini ve uyarılarını bizlere öğretmek için. Sürekli dolan ve sürekli boşalmak için didinen bir ihtiyar bilge.. Tolstoy..

Şimdi kafayı şu söze yoruyorum. “Kaybettik çünkü kaybettiğimizi söyledik” Muazzam derin bir söz bu. Dünyada yaşarken türlü statülerle inişli çıkışlı bir hayat sürdüren Tolstoy, hem bir toprak ağası, hem bir devrimci, hembir dindar, hem de bir ahlakçı olarak süper karışımdır görebilenler için.Kaybetmemizin sebebini,kabullenişimiz olduğunu üstüne basarak söyleyen Tolstoy’a buradan rahmet diliyorum.