Pırtlamak ve ötesi

0
1717

Akşam saatleri maaile yemeğe oturmuştu. Herkes tatlı bir sohbet eşliğinde keyifli bir yemek yiyiyordu. Biraz zaman sonra evin ortanca kızı istemsiz, fakat çok yüksek bir tondan gaz kaçırdı.( Pırtlama diyelim ) Kaşık çatal seslerinin üstünde bir tonda çıkan bu ses sahibini belli etmişti. Bir an da tüm sesler kesildi. Sofrada ki herkes şoktaydı. Bu tip bir olay, aile sofrasında ilk kez yaşanıyordu. Kız utancından başını sofradan kaldıramıyordu. Sofrada ki en zor durumda ki kişi de oydu elbette. Bu olay belki de onlarca yıl hafızalarda yer edecek kadar kötü bir anı olarak kalacaktı. Hangimiz böyle bir anıyla hatırlanmak isteriz ki?

Sonra kızımız o psikolojik durumun içindeyken ikinci bir pırtlama gelmez mi? Mahcubiyetinden yerin dibine giren kız, ikici bir pırtlamayla artık tamamen çökmüştü. Tabi birinci şokun etkisinden çıkamayan aile bireyleri ikinci şokla birlikte hiç bir tepki veremez olmuşlardı. Evin reisi baba, kızının böylesine gaz çıkartacak ne yiyebileceğini düşünürken. Anne de o güne kadar hiç gaz çıkarmadığına şahit olduğu kızının mahcup haline seyre dalmıştı. Anneyse yüzünde ekşi bir tepkimeyle, kızının ortanca kızını hiç yetiştiremediği yönünde kınamaya dönük düşünceleri, bir bir peşi sıra diziyordu beyninde.

Kızların en büyüğü ve en ufak kızı ise gülmemek için dudaklarını kemiriyorlar, bakışlarının birbirine çarpmaması için büyük gayret gösteriyorlardı. Ve sonunda ufak kız dayanamayıp kahkayı basıverdi. Bu kahkaya en büyük kız da eşlik edince, pırt’ın sahibinin başı hafiften doğruldu. Kahkahalar onun mahcubiyetini yıkmak için savaşan bir ordu gibiydi sanki.

Ardından ailenin diğer bireylerinin yüzünde de hafif hafif yumuşamalar başladı. Önce evin reisi akabinde anne ve de anneanne birazdan başlayacak kahkaha tufanına hazırlanıyorlardı farketmeden.