Fotoğraf filtrelerinde ve efektlerinde boğulan insanlık..

0
1271

Boş iş nedir?

Boş iş: Uğraşıyı gerçekleştiren insana hiç bir fayda vermeyen,kendine sağlamadığı gibi çevresine de bir fayda sağlamayan eylem ya da davranış tipi ( KDK )

Tabi bu boş iş dediğimiz kavram, kendi içinde de 3’e ayrı başlıkta değerlendiriliyor.

  • Keyifli boş işler :Geçici mutluluk sağlayan
  • Zarar getiren işler: Bir kâr ya da menfi bir kazanç sağlayacağına inanılılan
  • Zaman israfı işler: Rahatı yerinde ve tuzu kuru insanların bol vakitlerinde zaman öldürme aracı olarak icra edilen

Günümüz toplumlarında bu boş işler, belki de tüm zamanların en büyük kitlesini, kendi bünyesinde toplamayı başardı. Bu başarıda elbette ki en büyük pay, teknoloji ve iletişim sektörüne ait. Bundan 25 sene önce. Yani daha akıllı cep telefonu icat edilmemişken. Milletimizin en büyük vakit geçirme, hatta vakti öldürme aracı, çekirdekti. Evet evet! bildiğiniz çekirdekti. Kadınlarımızın çoğu, mahallenin diğer kadınları ile iki lafın belini kırıp, tatlı bir dedikodu sohbetinde kullanırdı bu mühim ve çok kıymetli aracı.

Evin adamları ise kahvehanelerde taşlı, batak ve çanak gibi kumar diye tabir edilen oyunlar oynarlardı. O zamanlarda ki boş zamanlar, ancak akşam saatleri ya da hafta sonunda bulunur, bu boş vakit öldürme araçları da o zamanlarda ve belli süreler içinde kullanılırdı.

Bu durum, akıllı telefonların icadı ve milletin eline yapışmasıyla değişti. İnsanlar artık işinde gücündeyken bile, bu boş işleri mesaisine dahil etmeye başladı. Meselâ gereksiz facebook takipleri,instangram’da elalemin nerede, ne yiyip içtiğini merak etme, play store’dan indirdiği popüler olmuş bir iki oyunu dönüşümlü olarak oynamak, artık sıradan ve günlük bir meşgaleye dönüştü.

Boş zamanın katli,artık bu android ya da İos denen yazılımlar yüklenmiş cihazlarla gerçekleştirilir oldu. Tabi bu bu üstün teknolojik aletin vatanı Avrupa olduğundan, bizim tüm alışkanlıklarımızın bunlara benzemesi de kaçınılmaz oldu.

Fakat burada ilginç bir detay var. Bu teknoljiyi sürekli geliştiren Avrupalı yazılımcılar, kendi insanını bu alete köle edememişken, bizim insanımız bu bu aletin robotu yapmayı başardılar tabiri caizse. Dünyada ve ülkemizde yapılan alışkanlık araştırmalarıda bunu destekliyor.

Avrupada insanlar günde ortalama iki saat net’e giriyorken, bizler için bu süre 4.5 saati buluyormuş. Bu süreye bir de Tv’yi ( günde 3.5 saat ) ekleyince, o günün diğer günlerden hiç bir farkı olmadığına, zamanın su gibi akıp gidişine aslında hiç şaşırmamız gerektiğini çok net anlayabiliyoruz. Muasır tüketim devletleri arasında her zaman üst sıralarda kendine yer bulmuş bir millet olduğumuzu gayet iyi bilen Avrupalı telefon üreticileri de, bizim bu hızımız kesilmesin diye canla başla çalışmaya devam ediyorlar sağolsunlar! Yeni yeni kamera filtreleri, farklı ve komik efektler oluşturan instangram filtreleri sayesinde, telefonun elimizden bir an olsun düşmesine izin vermiyorlar.

Daha bir iki hafta önce başlayan “şişe kapağı düşürme” videosu çekme saçmalığının modası geçmeden, şimdi de, geliştirilen bir photoshop uygulamasıyla insanlar,sözde yaşlanınca sahip olacakları yüzü görüyor ve bunu paylaşıp ” bak, yaşlılığımda bile iyi görüneceğim” mesajı veriyorlar sosyal medyada ki arkadaş çevrelerine.

Bu tip yeni foto efektleri en önce keşfeden Avrupalı oyuncular, sporcular, ve fenomenler oluyor. Bunlar bu uygulamanın ister istemez reklamını yapınca, bizimde onları takip eden ünlülerimiz, hemen başlıyorlar bu uygulamayı kullanmaya. Tabi sonrada vatandaşa sıra geliyor. Bunu kullanmanın 2 dk lık hazzıyla mutlu olan insanlar.. 40 like face’den gelse, 70-80 de instangramdan beğeni.. Allah bereket versin.

Bir de bu uygulamanın öncesinde, hiç değerini yitirmeyen, hep güzel ve bakımlı olmak için uğraşan kadın milletinin güzellik lensleri konusuna değinmek istiyorum. Kadınlarımız kendisini daha güzel, en güzel, süper güzel hatta mükemmel gösterecek photoshop filtresi aramaktan yorulmazlar bilirsiniz. Bu filtrelerin kandırmacasına kendini kaptıran genç kızlarımız ve hanımefendilerimiz, bir zaman sonra  kendilerini, o filtrede ki yapay kişinin kendileri sanma noktasına doğru ilerlerler.

Şimdi yeni çıkan bu efekt bu programı da doğal olarak kadınlar arasında daha fazla yayılacak bence. Herkesin derdi hep güzel olmak ve güzel ölmek! Hani bir laf var ya, “her şey gençlikte güzel” diye. Ne kadar doğru bir söz olduğunu, şimdi bir kere daha anlıyorum. Gençken sahip olduğumuz güzellik ancak bir dönem için bize ciddi faydalar sağlıyor.

Yaşlanınca halâ 50 gibi görünmek, yalnız sanatçı ve ünlülere yarayan bir çabadan ibaret. E tabi bir de onları her gün takip edip, gözümüze gözümüze sokan magazincileri de unutmamak lazım. Hani şu,vay efendim işte “73 yaşında ki Ajda Pekkan, bodrum sahillerinde beyaz bikinisiyle gençlere nasıl taş çıkarttı” ya da “Ünlü oyuncu Nebahat Çehre, bilmem ne sinema festivali töreninde, derin sırt dekoltesiyle nefesleri kesti” gibi lüzumsuz haberlerine ne kadar alışık ve kanıksamış olduğumuzu siz hesaplayın artık..

Boş işlere teslimiz artık. Bile isteye kullanılıyoruz ve bu kullanılma halinden hiçte şikayetçi değiliz. Bilakis keyif alıyoruz. Aynı uyuşturucuya alıştırılmış müptelâlar gibiyiz. Halimizin vahamiyetinin farkındayız ama buna rağmen daha yüksek dozda boş işler çekiyor canımız. Elalemin tuzu kurularının, vakti bol olanlarının, dünya.. minare.. diyenlerin derdini ve meşgalelerini, en az kendimiz kadar önemsiyoruz, önemsemediğimizi sanarak..

Filtrelenen ekranlarda kayboluyoruz. Ve kimseye el uzatıp “yardım” istemiyoruz..