Hop! Yavaş gel Simon’s!

0
1294

Her sene illa ki bir dahi çocuk haberi yapılır. Ve bu çocuk genelde Amerika’dan çıkar. Bu yılın ilk dahi çocuk haberi Belçika’dan geldi. Belçika’da yaşayan 11 yaşındaki Laurent Simons isimli bı çocuk. Anvers Üniversitesi’nin 3 yıllık fizik bölümünü 1 yılda bitirerek en iyi dereceyle mezun olmuş. Anvers Üniversitesi, Simons’un Mart 2020’den beri fizik bölümünde okuduğunu, diğer öğrencilerin hepsini geride bırakarak lisans diploması almaya hak kazandığını bildirmiş. Buraya kadar herşey güzel. Fakat bizim küçük Laurent, ilerideki hedefini söyleyince bana da bu yazıyı yazmak düştü. Laurent’in hedefi ölümsüzlükmüş! Haberi okuyunca kendimi “yavaş gel Simons” demekten alıkoyamadım. Daha 11 yaşında bir çocuğun kendine koyduğu hedef ölümsüzlük. İnanılacak gibi değil. Neden mi? Çünkü bilimin insanı tanrı yapma hevesi öyle bir noktaya geldi ki, küçük bir çocuğun hedefi bile bu yönde evrildi. Avrupalıların dünyaya kazık çakma niyeti, bilim anlayışlarının da temel ideolojisi haline gelmiş. Ölümü yenmek yerine daha hayırlı işler yapsalar olmaz mı? Mesela ilk önce şu kanser hastalığının tedavisini bulsalar. Ya da ne bileyim iklim değişikliğini durduracak bir şeyler bulsalar. Haydi biraz daha iddialı bir şey olsun.Işınlama makinesi yapsalar 🙂 Ya insanın içindeki şiddet duygusunu yok etseler falan değil mi?

Ama sen bunca güzel iş yapmak varken insanı ölümsüz yapmaya çalış. Tamamen tüketim toplumlarının oluşturduğu dünya, sürekli yeni doğumların olduğu fakat öte aleme kimsenin gitmediği bir dünya düşünün. Zaten dünya kaynakları giderek tükeniyor. Böyle bir durumda gıda, su, barınma korunma ve geçinme problemlerini nasıl çözeceklerini sanıyorlar. Oh! Kimse ölmesin ama dünya da huzur dolu bir gezegen olsun 🙂 Var mı böyle bir mantık.

Dahiyene çocuğumuz Laurent de diyor ki ;  “Hedefim ölümsüzlük. Vücutta mümkün olduğunca fazla sayıda parçayı mekanik parçalarla değiştirmek istiyorum. Bunun için bir yol hazırladım. Bulmacanın ilk parçası kuantum fiziği” dedi. Yani özetle cyber insan modeli. Daha açık bir ifadeyle RoboCop  gibi bir yaratık üretimi!  Bozulan bir parçan mı var? Hemen gidiyorsun insan parçası sanayi sitesine. Diyorsun ki “bana ordan kalitelisinden bir akciğer ver” Hemen oracıkta göğüs kafesindeki vidaları söküyorsun eskisini çıkarıp sıfır Akciğeri yerleştiriyorsun 🙂 Ya da pahalı mı geldi? Giriyorsun Letgo’ya ikinci el az kullanılmış akciğer yazıyorsun, filtreliyorsun ucuzdan pahalıya. Al işte bir sürü yedek parça!

Peki bunun neresi insan? Sadece beyni mi? Pekii ya onu da mekanik yaparlarsa? Adamın beyin ölümü gerçekleşmeden tüm bilgileri yeni beyin’e USB ile aktarıyorsun ve hayatına devam ediyorsun. Öyle mi? Örnekleri çoğaltmak mümkün. Ama gidişat gösteriyor ki insan şu yalan dünyaya asla doymayacak…

Tanrı ile kıyasıya rekabet! İşte insan böyle boş ve aciz bir yaratık. Allah’ım Laurent gibi zeki çocuklara insanlığın hayrına işler yapmayı nasip etsin inşallah