Kargalara çok haksızlık ettik biz insanoğlu..
Zekasını sorguladık, sesini beğenmedik, tipini beğenmedik, yok pis hayvan dedik vs.
Oysa kargalar, kuşların içinde en zeki ve uyanık olanlarından. Pratik, çevik ve dayanıklı. Cesur ve aynı zamanda kurnaz da..
Karga, eşekten sonra itibarıyla en çok oynanan ikinci hayvan kanatimce..
Bence kargayla uğraşmayı bilemeyen köylü ve çiftçilerin, kargayı alt edilmesi zor bir düşman gibi görmelerinden doğdu onca atasözü. İnsan başa çıkamayacağı hayvana düşman olur zaten!
E tabi sonraları ünlü fabl’cı edebiyatçılardan biri olan Ezop da, Tilki ile karga’nın masalını yazınca, Karganın adı çıktı artık 9’a hiç bir zaman inmedi 8’e..
Karka her toplumda kötü bir üne kavuştu hiç istemeden. Halbuki ondaki asalet, vurdumduymazlık, umursamazlık ve kararlılık hangi hayvanda var? ( Bir de kedi girebilir bu sınıfa )
Karga gerçekten özgürlüğüne çok düşkündür. Hem bireysel hem de sürü çıkarlarını çok güzel korur ve uygular. Ben karganın bu huyunu düşününce aklıma Nazım’ın bir şiirinde öne çıkan meşhur sözü gelir;
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi KARDEŞÇESİNE,
Kargaların uzun yaşamalarının bir sebebinin de bu olduğunu düşünüyorum ben. Tek başına yiyecek bulamadıklarında gidip sürüye takılan, sürüyle gezerken birden sıkılıp, alakasız ortamlarda çöp karıştıran bir hayvan o..
Bakın meselâ,yine kargaların yakın akrabası olan Saksağanlar, kargaların karakterine çok ters bir durumdadır. Birbirlerini de pek sevmezler zaten. Belki bu anlaşamama, karganın saksağanın harika siyah beyaz renk formunu, ve yine uzun kuyruğunu kıskanması ile ilgili bir durumdur. 🙂 Ne yani! Olamaz mı? Sonuçta kıskanmak sadrce kedi ve köpeğin tekelinde olan bir duygu değil..
Kargayla bu kadar uğraşan insanlığın içinde, onu seven ve kaybettiği itibarını geri veren isimler de çıkmış tabi zaman içinde…
Meselâ “Ölümsüz Aşk” filmi.( Diğer adı ”karga” ) James O’Barr’ın 1990’ların başında epey popüler olan gotik çizgi romanı The Crow’u beyazperdeye taşıma şansı, ileride haklı bir isim yapacak olan Alex Proyas’a da ilk uzun metrajını gerçekleştirme vesilesi olarak geri dönmüş. Filmde konusu ise şöyleydi; Müzisyenlik yapan Eric ve nişanlısı Shelly, düğünlerinin arifesinde Top Dollar isimli berbat tipin başını çektiği serseri çetesi tarafından saldırıya uğruyorlar ve katlediliyorlar. Bir yıl sonra Eric’in mezarını ziyaret eden bir karga, genç adamın intikamcı bir ruh olarak ölümden dönüşünün de simgesi oluyor. İşte sonra Karga Eric’i uyandırıyor. Fakat Eric artık bir çeşit zombi sınıfında yaşıyor 🙂
Filmin başrolündeki (Bruce Lee’nin oğlu) Brandon Lee’nin çekimlerin bitmesine günler kala, yanlış doldurulmuş bir silah yüzünden sette ölmesi de, filmi olduğundan daha trajik ve daha popüler yapmaya yeterli gelmiş.. Benim ortaokul dönemlerimde izlediğim filmler arasındaydı Bu Karga isimli film.
Neyse, konuya geriye döneyim. Bende ne zamandır, dışlanmış ve küçük görülmüş asıl hayvana, kısa belgesel tadında bir video çekmek istiyordum. Eee ?bunu yapmak için ciddi kamera sistemlerine falan sahip olmak gerekiyor mu? diye düşünmeyin hemen! Gerekmiyor kardeşim! Burada olması gereken tek alet bir cep telefonu, bir de ufak bir su göleti.. 🙂
Kurgu şu kuşların su içmek için indiği bir su birikintisi biliyorsanız, gidip orada konumlanıyorsunuz. Telefonunuzun kamerası açıyor ve kayda başlıyorsunuz. Tabi kargaların su içmeye inebilmesi için oradan bir hayli uzaklaşmanız lazım. Sonra beklemeye başlıyorsunuz efendim. Tabi bu kurgu tutmayabilir ve siz o su birikintisinin yakininda, kargalar tarafından belki saatlerce bekletilebilirsiniz de 🙂 Bu yüzden beklemeyi abartmayın.
Ben,kargaların oldukça sık tercih ettiğini bildiğim bir birikinti bildiğimden, orada denedim şansımı. Ve bir ön ön dakika sonra çekimi yaptım. Hiçte fena olmadı aslında. Sadece “kamerayı biraz daha yakına koyabilir mişim” diye düşündüm sonrasında.
Sonra o kısa slowmotion ( ağır çekim ) videonun fonuna da uygun bir müzik ekledim. Tabi videoya bir isim vermem gerekiyordu. Bende birikinti içinde keyifle kanat çırpan o kargaya bakarak, ” karga kırklanması ” adını verdim:)
Bakın bakalım olmuş mu? İlk deneme için hiç fana değil ha?