Serdar hocam teşekkürler

0
1140

Bir Ramazan ayının daha sonuna yaklaşıyoruz. Zaten Ramazan ayı böyledir. İlk bir kaç günden sonra nasıl geçtiğini anlamazsınız. Tutulan oruçlar,kılınan teravih namazları, verilen fitreler derken çıkıp gidiverir hayatlarımızdan. Arkasında sadece Allah’ın bildiği sevap haznesi bırakır bize. Ramazan bize hersene Rabbimizi hatırlatır. Kulluk, merhamet, dayanışma ve kamil insan olma yolunda işler durur bizi bir ay boyunca.

Tabi anlattıklarım imanını korumayı ve kollamayı bilen insanlar için geçerlidir. Keyf-i selim olanlar bi haberdardır. Sadece seyircidirler. Allah onlara da bu ayın kıymetini bilmeyi nasip eder inşallah.

Ve Ramazan ayında iftara yakın seyrettiğimiz TV programları…

Benim için klasiktir TRT de ki iftar programları. En sade ve en samimi iftar sohbetleri olayını TRT iyi bilir. Program sunucuları özenle seçilir. Özelikle son 5 yıldır aynı isimler belli bir periyotda sırayla sunsalarda keyiflidir. İftar ve sahur programcıları ayrıdır. Ancak bu Ramazan TRT rutini bozarak iki programı da tek bir isme emanet etti. Serdar Tuncer’e. Ve bence iyide yaptı. Çünkü Tunçer’in gerek tecrübesi gerekse şairliği seyirciyi hiç sıkmadan izleyebiliyor. Yine ayrıca bu sene Tuncer, programı dahada renklendirecek bölümler eklemiş. Bunlardan biri geçmişte yaşamış İslam alimlerinin yaşadığı coğrafyalara giderek bu mübarek zatları yerinde anlatması. Aslında bu bölüm Tuncer’in kendi kanalında sürekli tekrarladığı “selamün aleyküm erenler. Ve erenlere gönül verenler. Ve dahi erenlere gönül verenleri sevenler” cümlesine de cuk oturuyor. Benim gözlemlediğim kadarıyla Tuncer, âlimlere ve onların öğretilerine ayrı bir merak duyuyor. Ancak bu yaklaşım bizim toplumumuzda artık değerini yitiren bir mevzu. Artık çoğu kimse bir din adamına ve Allah dostlarına güvenmiyor ya da güvenemiyor. Bunun ilk sebebi Fetö denilen örgütün başı olan hainin bu ülkeye din üzerinden verdiği tarifsiz zarar. Zaten son 20 yıldır halk arasinda söylenen ” hacı hocaya güvenme” cümlesi Fetöyle tavan yapmış oldu. Ne acı bir durum. Düşünsenize koca milletin ağız birliği yaparak güvendiği saygı duyduğu bir tane öne çıkan din adamı yok. Hatta bunun içinde Diyanet işleri başkanı bile yok!

Neyse. Bunlar derin mevzular.

Ben Tuncer’e geri döneyim. Serdar hocam bu sene program içinde bir güzellik daha yaptı. O da yaptığı çekilişte sosyal medya üzerinden katılanlara çekilişe katılmak isteyenlere koyduğu kurallar. Çekilişte yer almak istiyorsanız öncelikle sayfayı takip edeceksiniz. Sonra üç arkadaşı etiketleyeceksiniz. Ve şöyle bir cümle kuracaksınız. ” Allah’ım ne olur bana değilde başka bir müslüman kardeşime çıksın” 🙂 Tuncer’in bu kuralı gerçekten harika. Bir müslümanın hep kendine değilde başka müslümanların iyiliğinide istemesi gerektiğini anlatan müthiş esprisi olan bir mesaj.

Son olarak benim yıllardır ifrit olduğum biri durumu da sonlandırmış Tuncer. Biliyorsunuz ulusal kanallar için varsa yoksa İstanbuldur. Haberlerin ve olayların %80 i İstanbul’da geçer. Bu durum TV de ki iftar programlarının süresi içinde geçerlidir. İftar programı ilk orucunu açan il ile başlar. İstanbul için iftar saati gelince program şak diye biter. E peki İstanbuldan sonra kalan iller? Onlar es geçilir. İyi de o ilde yaşayanlar niye yok sayılır?

İşte bu saçmalığı Tuncer bitirmiş bu sene. İstanbul için iftar saatinde program bitmiyor artık. Orucunu açacak son il’e kadar yaklaşık 5 dakika kadar daha devam ediyor program. Böylece Çanakkale ve Edirne gibi sona kalan illerdeki vatandaşların gönülleri hoş edilmiş oluyor. Ben Çanakkale ya da Edirneli olsam Serdar hocaya bir teşekkür mesajı atardım. 🙂

İçimden geçen odur ki Serdar Tuncer yakın gelecekte çok daha saygın yerlerde müslümanların gönlünü kazanmaya devam edecek inşallah…