Köfteci Yusuf’un çorba kaşığı..

0
2010
Yusuf'un çorba kaşığı

Fıtratımdan kaynaklı olsa gerek, orjinal ve farklı eşyaları seviyorum. Hatta butik diyelim. Piyasada çok bulunmayan ve az sayıda özel üretilmiş eşyalar…

Hatta daha çok el emeği, ya da endüstriyel olup özel tasarımlara sahip eşyaları daha da çok seviyorum. Ne biliyim işte, eski bir gaz lambası, ahşap ve işlemesi bol bir nihale ya da çok eskilerden kalma bir ayakkabı çekeceği olabilir. Antikacılık merakı da diyebilirsiniz bu ilgime.

İşte son dönemde çok beğendiğim bir eşya daha buldum çevremde. O eşya bir mutfak eşyası, Köfteci Yusuf’un çorba kaşığı. Bu kaşığa bayılıyorum hatta bitiyorum diyebilirim. Yusuf’un çalışanlardan öğrendiğim kadarıyla özel üretim bu kaşıklar. Tamamen oval kepçe kısmı, kepçesinden giderek kalınlaşarak uzayan sapıyla çok estetik güzel bir kaşık bu..

Yusuf’un çorba kaşığı

Köfteci Yusuf bence çok titiz ve akıllı bir adam. Kendisiyle hiç tanışmadım fakat hizmetinden, hızlı kurumsallaşmışlığından ve detaylara önem vermesinden belli oluyor bu yapısı. Hızlı servisi, doyuruculuğu ve ekonomik fiyat anlayışıyla ( beğenmeyenler ve karalamaya çalışanlar sürekli çıksa da ben seviyorum abi ) Köfteci Yusuf artık tam bir marka. ( Bu arada Köfteci Yusuf 100 şubeye ulaşmış ve bu sene yurtdışı planlamasını yapmış. Hayırlı olsun )

Neyse..

Köfteci Yusuf markasının sahibi Yusuf AKTAŞ

Ben tekrar kaşık mevzusuna döneyim. Yusuf’un kaşığını beğendiğim ilk günlerde bu kaşığı dışarıda bulabilmek için arama motorlarında epey bir gezindim. Fakat bulamadım. Gerçi buldum da, o bulduklarım çok iyi markaların özel koleksiyon takımlarında bulunduğu ve fiyatları astronomik olduğu için almak istemedim. Sonra aklıma şöyle birşey geldi. Ya hu altı üstü bir kaşık, bir tanesini aşırıversem ne olur? Fakat bunu yapabilecek bir karaktere sahip olmadığım için yalnızca bir fantezi olarak kaldı. Hayatımda hiç bir şey aşıramamış bir adam olarak, hayatımın kalan kısmında bir kaşık hırsızı olarak yaşayamam doğrusu 🙂

O zaman bu kaşığa sahip olabilmek için tek bir yol kalıyor geriye. Belli bir ücret teklif ederek kaşığı bana satın demek! Acaba satarlar mı? Ya da şöyle mi derler : “Aman efendim ne demek.. kaşık hediyemiz olsun size. Ücrete gerek yok” Ya da : ” Maalesef efendim satamayız ve veremeyiz de.. üzgünüz”

İşte tüm olasılıklar masada şimdi. Sonucu görmenin tek bir yolu var. O da bu şubenin yetkili bir ismiyle konuşmak. E ne bekliyorum o zaman? Deneyelim bakalım ne olacak ( Bu arada şu anda Köfteci Yusuf’un Metro marketin içindeki mekanındayım ) Sonucu birazdan sizinle paylaşacağım / Saat 11:04

 

Saat 11:16..

Şubenin şefiyle görüştüm. Şef’e önce sürekli müşterileri olduğumu, lezzetlerini çok beğendigimi belirten güzel bir giriş konuşması yaptım. Ardından da çorbanın yanında gelen kaşıklarına tav olduğumu tabiki 🙂 Ve devamında bu kaşığa belli bir ücret mukabilinde sahip olmak istediğimi söyledim. Şef böyle enteresan bir taleple ilk defa karşılaşmış olsa gerek, ufaktan biraz şaşırdı. Ve cevap verdi bu talebime :

__ Üzgünüm efendim. Maalesef. Bu kaşıklar firmanın demirbaş listesinde ve satmamız mümkün değil. Hem tahmin edersiniz belki. Kasada çıkış yapabilmem de imkansız.

Tabi ben hemen pes etmedim hemen

Dedim ki : Doğrudur kardeşim anlıyorum. Fakat ben bu kaşığı istiyorum. Peki ne yapmamız lazım? Yusuf beyden randevu alıp kaşık mı isteyelim?

Tabi şef’in böyle espriyle karışık bir fikre verdiği tepki de ”bilemiyorum” kelimesinden başka bir cevap olamazdı.

Sonra ben yine devam ettim. “Acaba müşteri hizmetlerine mail mi atsam bu kaşığı istediğimi. Belki onlar yönetim kuruluna bu talebimi iletir, bende bu süper kaşığı sizden hediye olarak alırım”

Şef güldü. Sonra dedi ki : Valla siz bilirsiniz efendim birşey diyemiyorum. Şefin bu cevabından sonra daha fazla uzatmadan kestim diyaloğu. Zaten şef verebilse çoktan verirdi kaşığı diye düşündüm. Şimdi ilk iş en kısa zamanda Köfteci Yusuf’un sitesinden mail atmak. Bakalım oradan bir yol katedebilecek miyim?

Bu arada aklıma harika bir reklam fikri geldi Köfteci Yusuf için. O fikirde şöyle. Yusuf bey mekanda atıyorum 100 lira ve üzeri hesap ödeyen müşterilerine, üstünde Yusuf’un baskısı olan iki çorba kaşığını; yine üstünde kendi logosu olan şık karton bir kutuda hediye etse harika olmaz mı? Valla ben evde bu kaşığı kullanırken aklıma sürekli Yusuf’a gitmek düşer. Ne bileyim bir kahvaltısı ya da köftesi için kalkar giderim 🙂  Hatta bence çok müşterisi bu kaşıklardan takım yapmak için daha sık gitmeye de başlayabilir 🙂 Ben bu fikri de yollayacağım mail’e ekliyim bari. Şimdi içinizden birileri ” aman canım Yusuf’un reklama ihtiyacımı var Allah aşkına? diyebilir. Doğru, ama bu zaten bir reklamdan çok müşterinin gönlünü hoş edecek güzel bir promosyon olur. Coca Cola’yı düşünsenize bir. Her sene müşterilerine baskılı bardak ve tabak vermiyor mu? Hah işte aynı mantık..

Neyse şimdilik bu kadar. Gelişmeleri paylaşmaya devam edeceğim takipte kalın siz 😉