Yaralı diz katliamı,Georges Floyd’un ensesine basan dizle devam ediyor..

0
1555

Lanet olasıca Amerika!

Evet, bu yazıya en uygun giriş cümlesi kesinlikle bu!

Kurulduğu günden bu güne dünya’ya, özelliklede kendine bir millet şuuru edinememiş, mazlum ve savunmasız yaşayan halkları, bir şekilde ezen,köleleştiren ve sömüren Amerika..

Üstelik bu zulümleri, sözde bir özgürlük ve demokrasi söylemiyle gerçekleştiren bir çakma ruhla kurulmuş yapay devlet olan Amerika..

Ve parası ile gücünün büyüklüğü karşısında, onu bu tavırlarından caydıramaya, dizginlemeye cesareti olmayan yüzlerce devletin bir arada yaşadığı bir garip dünya..

Amerikan katliamlarını saymakla bitiremez insanlık, son ikiyüz yıldır. Kızılderililer bunların başında gelir. Sonra Vietnam. Tarihi sırasıyla şöyle yazayım: Küba, Panama, Guetemela, Nikaragua, Meksika, Filipinler, Afganistan, Irak, İran ve Suriye’de yüz binlerce sivili öldürüp, dünya tarihinin en büyük vahşet ve katliamlarına imza atmıştır.

Amerika için din,renk, millet, tarihi değerler ve insani erdemler yoktur. Amacına ulaşmak için her yol mübahtır. Çünkü kuruluş amacı budur. Amerika bir devlet gibi kurulmuş görünsede, sadece zulümden elde edeceği hükümranlığı ister.

Amerika diye bir devlet yoktur aslında. İşgallerle üstüne oturduğu topraklar vardır. Böyle yapay bir devletin sonsuza kadar yaşayacağını ve ayakta kalacağını öngöremiyorum ben.

Amerika, yüzsüz bir sistematiktir. Bu sistematiklik, onun yüzüne tükürdüğünüzde bile bozulmaz ve fire vermez. Öyle ki “Yarabbi Şükür” cümlesini otomatik olarak seslendirir.

Amerika’nın sistematiğinde deri renkli koyu olanlara da yer yoktur. Daha şurada 60-70 sene önce siyahları köle gözüyle gören Amerika, bugün her ne kadar zenci ve siyahi ırka dokunmuyor gibi görünsede ( Sanatçı, sporcu, müzisyen vs ) aslında içten içe ifrit olur. Ve kapitalist sistemini yükselten ünlü siyahi isimlerin yolunu açar ve pazarlar. Çünkü bu isimlerin takipçilerini de kontrol edip onlara da mal satmak ister. Meşhurlaştırdığı isimlere bulaşmazken, siyahi alt ekonomik sınıftaki vatandaşlardan öfkesini alır. Aynı, polis şiddetine uğrayıp ensesine diziyle çöken bir zebaninin kurbanı olan Georges Floyd gibi..

Amerika’nın gerçek yüzü, en çokta, emniyet birimlerinde kendini deşifre eder. FBI, SIA ve polis teşkilatında. Irkçı ve faşist kafalardan seçilen tipler alınır teşkilata. Vicdan sahibi, dindar ve ahlaklı bir Amerikalı, kolay kolay yer bulamaz kendine bu kurumlarda.

Düşünsenize ya! Sırf deri renginiz siyah diye, ya da gözleriniz çekik diye, ya da kızılsınız diye aşağılanıyorsunuz! Hem de bu yüzyılda. Ve hem de elinizden hiçbir şey gelmiyor. Valla ben dünyada en sabırlı iki milletin olduğuna inanıyorum. Biri Türkler. Diğeri de Afrikalılar ve dünyadaki tüm siyahiler. Çünkü bu iki toplumla uğraşmayı hiç bırakmadı Avrupa!

46 yaşında bir suçsuz Amerikan vatandaşı Georges Floyd.. Şerefsiz ve vicdansız bir Amerikalı bir faşistin dizinin altında son nefesini veriyor, ” nefes alamıyorum diyerek ve inleyerek gücü yettiğince. Bilmem bilir misiniz. Tarihte yine çok acı bir Amerikan zulmü hikayesi vardır. Yaralı diz katliamı olarak geçer tarihe.” Wounded Knee Katliamı”, Lakota Siyuları ile Birleşik Devletler arasındaki son büyük çatışma. Güney Dakota’da Pine Ridge Kızılderili Rezervasyonunda Wounded Knee Deresi yakınlarında 29 Aralık 1890’daki olaylarda 62’si kadın ve çocuk en az 153 Kızılderili öldürülür.

Katliamı yaşayanlardan biri olan  Gelincik Louise katliamı şu sözleriyle anlatır: “Kaçmaya çalıştık. Ama yaban sığırı gibi bir bir vurdular bizi. Beyazların içinde de iyi insanlar bulunduğunu biliyorum, ama kadınları ve çocukları da vurduklarına bakılırsa askerler çok kötü insanlar olmalı. Kızılderili askerler beyaz çocuklara asla böyle yapmazlardı.”

Katliamı yaşayan şaman Kara Geyik, katliamı şu sözleriyle özetler:

“O zaman kaç kişinin öldüğünü anlayamamıştım. Şimdi kocamışlığımın şu yüksek tepesinden gerilere baktığımda, yerde birbirleri üzerinde yığılı duran boğazlanmış kadınları ve çocukları hâlâ o genç gözlerimle görebiliyorum. Ve orada, o çamurun içinde bir şeyin daha öldüğünü ve o kar fırtınasına gömüldüğünü görebiliyorum. Evet, bir halkın düşü öldü orada…

Yazının sonunda Rabbimin, bu azılı yapay katliam devletini helak etmesini diliyorum. ( Tabi halkını değil devlet sistemini yürütenleri ) Dunya, Amerika ve türevleri dizginlenmeden refaha ve barışa kavuşamaz. Bu arada Floyd’un ailesine de sabırlar versin Allah. Acılarını hafifletsin. Allah dünyada zulüm gören ne kadar halk ve topluluk varsa kurtarsın, ve bizide kurtarma operasyonlarında vesile kılsın inşallah.

Amin..