“Tarihi buluşma” münazarasına, hoşgeldiniz beş gittiniz..

0
1315

Meşhur buluşma en sonunda gerçekleşti..

İsmail Küçükkaya’nın moderatörlüğünde 3  saat süren programda, taraflar diyeceklerini dediler, projelerinin büyük bir kısmını anlattılar. Çok stresli geçen 31 Mart seçimlerinin kritiklerini tekrar tekrar yaptılar ve birbirlerine puan kazandırmamak için çeşitli sorular yönelttiler.

Fakat görün gelin ki, hiç kimseyi tam anlamıyla memmun edemediler.

Tabi her iki kanada ait basın ve medya organları, kendi adaylarını tartışmayı kazanmış gibi gösterseler de, asıl gerçek bu..

Yani “bi taraf” medya da, kendince üstüne düşen görevini yerine getirdi.

Aslında bu oturum öncesinde toplum da, oturumun çok hararetli geçeceği yönünde bir intiba oluşturulmuştu. Yani kıran kırana bir program olacak, moderatör’ün araya girmekte zorlanacağı dakikalar, bol miktar da söz kesmeler, keskin sataşmalar ve belki de adaylardan birinin, öbürüne hakaret etmesi, son olarak da, adaylardan birinin moderatörü yandaşlıkla suçlayarak stüdyoyu terk etmesini bile bekliyordu halkımız..

Muhalif kanadın adayları, Ekrem Bey’in söylem gücüyle, Yıldırım’ı çiğ çiğ yiyeceğini sanması, İktidar tabanının da, konuyu Beka meselesi olarak görmesine dayalı olarak, Binali Bey’in buradan puan kazanacağını umması hayali boşa çıktı.

Bence seviye ve nezaket konusunda ki hassiyet, Küçükkaya’nın doğrudan kontrolu ve program formatını bu plan çerçevesi sayesinde yönetmesi alkışlanması gereken duyarlılıktı.

Program sonrasına baktığımızda, bu oturumu izleyen milyonların anlatılardan dolayı fikir değiştirip oyunu rakip adaya atacağına bende hiç ihtimal vermiyorum.

Fakat buna rağmen, milletin birbirini hazmedemeyen bir takım uç kesimlerinin, birbirlerinin adaylarını TV başına oturup tam 3 saat izlemesi önemliydi bir başarı sayılabilir. Bir öcü,bir düşman gibi görmeye başladığımız siyasi isimlerin, aslında normal birer insan olduğu gerçeğiyle tanışmamız da işin bir güzel tarafı oldu.

Avrupa da görmeye pek alışık olduğumuz bu tarz formatın, bizi aslında çok da tatmin etmediğini tescillemiş olduk bu programla..

Bundan sonrası artık tamamen İstanbullu’nun inanmak istediği şeye inanmasına kaldı. “Hayırlı olanı seçtirsin Rabbim” duası da, benim fikrimin finalini yapsın, yazımın sonunda..

Not: Bu tartışmayı sunacak en iyi isim bana göre Ahmet Hakan’dı. Çünkü iki tarafa da yaranamayan bir yazardır kendisi 🙂 Bir de hem tecrübesi hem de zor soruları soruş biçiminde ki önemli bir ustalığa sahiptir Hakan.. Bu yönleriyle de, Küçükkaya’nın kat be kat üstünde bir moderatördür. Neyse.. geçti gitti bitti artık.