Depremi önceden bilene, ödül falan mı vaad edildi?

0
1145

TV100 kanalı daha çok yeni bir kanal. Farklı kanallardan transfer ettiği isimlerle,özellikle de bir iki popüler isimle, adından söz ettirme gayretinde doğal olarak. Bu bahsettiğim iki isimse, Okan Bayülgen ve Ceren Bektaş…

Kabul etmek gerekir ki,bu iki isim kanal’a epey bir ilgi gösterimesine neden oldu. Fakat bu iki isim dışında raiting sağlayacak başka bir isim yok. TV100,daha seyredilebilir bir kanal olma yolunda, daha ciddi programlar ve programcılar bulmak zorunda gibi geliyor bana.

Neyse asıl mevzuya geleyim. Son İstanbul depreminden sonra malûmunuz, medya da,depremin konusunun geçmediği tek bir gün olmadı. Son bir iki gündür bazı kanallarda deprem haberlerinde bir azalma yaşanırken. Bazı kanallarda,mevzuyu siyasetle ilişkilendirip yeni haberler yapma derdine düştü. Konuyu siyasete taşıma niyetinde olmayan fakat bu deprem gerçeği üzerinden,halka sürekli bir panik ve korku havası yaşatan kanallar da var. Bu kanallardan biri de bence TV100..

Deprem olduğu günden bugüne, sürekli ve aralıksız deprem haberi yapan TV100. Aynı zamanda,sosyal medyada ki sayfası üzerinden de,ülkenin farklı şehirlerinde olan 3 şiddetinde ki küçük depremleri,son dakika başlığı altında,sanki çok mühim bir olaymış gibi bir hava yaratmaya çalıştı.

Hatta az önce,yine bir deprem tahmini haberine denk geldim kanalın. Devletin ilgili merci ve kurumlarının ” bizim dışımızda,depremle ilgili tahmin ve görüş belirten hiç bir ağza itibar etmeyin” demesine rağmen, TV100,halâ eski deprem bilimcilerin ve sismologlardan tahmin almaya devam ediyor.

Kanalın bu akşam haberlerinde,gün içinde gidip görüşlerini aldığı Naci Görür vardı. Naci Hoca, olacağı tahmin edilen büyük Marmara depreminin şiddetinden,olacağı tarihe kadar her şeyi anlattı kendince. En geç 2029 da olacağını varsaydığı depremin şiddetini de, 7.2 ila 7.6 aralığında olacağını iddia etti. Hatta bir de depremin saniyesinin uzunluğunu da söyledi. Görür’e göre “40 saniye ile 2 dakika aralığında bir sürede gerçekleşecek bu deprem..

Bana enterasan gelen şu şimdi… Devletin resmi Rasathanesi ve 250 kişilik ekibi,her gün 40-50 çeşit farklı gözlem tekniği ile fay hatlarını inceleyip,net bir açıklama yapamazken, emekli bir sürü jeofizikçinin  kanal kanal gezip, oturduğu yerden bu kadar net tahminlerde bulunması!

Yine bana çok enterasan ve de saçma gelen şeylerden biri de,bu kanalların ısrarla bu eski isimleri bulup konuşturmaları.

Eğer bu isimler bu işi, şu an aktif olan devletin ilgili kurumundan daha iyi biliyorlarsa, devlet de kurumunu hemen kapatıp bu isimleri alsın tekrar iş’e!

Medya zaten bir huyundan hiç vazgeçmedi bu konuda. O huy da : “Acaba hangi deprem falcısının dediği çıkacak?” merakı..

Diyelim ki Allah muhafaza o beklenen deprem oldu. Şiddetini,nerede olacağını,saniyesini ve kaç bin insanın öleceğini de, bu isimlerden biri bildi.

Ne olacak?

Burnu göğe mi değecek?

Medya da : “bak benim programa çıkarıp fikrini aldığım falcı bildi” mi diyecek?

Bence Devlet,TV kanallarına bir sınır getirmeli. Ki hiç bir kanal,milleti sürekli bir panik havasında tutmasın..