Deprem korkumuz ve elimizden gelenler..

0
1465

Deprem..

Milletimizin en çok kortuğu dogal afet. Bugünlerde yine sallanmaya başladık. 3.7 ile 5 arası ölçeklerse bizi korkutmaya yeten en ufak depremler. Evet bir deprem ülkesiyiz. Ve tarihte çok insanımızı kaybettiğimiz onlarca büyük depreminde şahidiyiz. Fakat buna rağmen bu gerçekle yüzleşmekten hep kaçtık ve kaçmaya devam ediyoruz. Peki bu korkumuzun sebebi ne? Bu soruya kısa yoldan ölüm demek en doğru cevap. Kişisel bazda bu böyle. Fakat ülke olarak baktığımızda çok ciddi bir kayıp sayısına ulaşma ihtimalimizin hissettirdiği korku daha yoğun.

En son yaşadığımız 17 Ağustos depreminden bu yana çok şükür büyük bir depremle karşılaşmadık. Allah da karşılaştırmasın zaten. Devletse bu konuda daha sıkıntılı. Çünkü yaşanacak büyük bir depremde verilecek can kayıpları ve maddi yara hepimizi derinden etkileyebilir. Bu konuda Rahmetli Ahmet Mete Işıkara şöyle derdi : “Depremden korkmayalım ve bununla yaşamayı öğrenelim. Deprem insanı öldürmez, tedbirsizlik öldürür”

Gerçektende öyle. Bu bu yıkıcı afetten korunmayı bilmek işin en önemli noktası. Geçmişte depreme karşı alınacak bireysel tedbirler yüzlerce kez anlatılmasına rağmen, bu konudaki bilgilerimiz  sürekli unutuluyor. O an yaşadığımız panik, bizi yanlış yöntemlere yönlendiriyor ne yazık ki..

Depremle ilgili Devletin attığı en büyük adım olan kentsel dönüşüm projesi ise bir çok ilde deprem tehlikesinden ziyade 10-15 yıllık binaların yıkılıp yerlerine lüks rezidans ve konutların yapılmasından ibaret..

Ve ne yazık ki bu gerçeğin toplumun %80 i tarafından biliniyor olmasına rağmen değişmiyor olması. Devletin attığı ve bence çok yüksek oranda başarılı olan tedbir, Deprem sonrası yapılaşmanın ciddi anlamda kontrol ediliyor olması. Sağlam bina yapma dsiplinimiz artık hemen hemen hatasız yürüyor gibi. Bunun dışında tedbir değil ama ama afet sonrasında yaşanacaklarla ilgili sıkıntıyı en aza indirgeme anlamında yapılmış en iyi uygulama, sürekli teyakkuzda olan Afad ve Kızılay kurumunun hazır eksiksiz, olarak müdahaleye hazır oluşu.

Gönül isterdi ki Depreme karşı alınacak tedbirler deprem sonrasındaki müdahalelerden daha fazla olsun. Ama şuan görünen tabloda bu kentsel dönüşüm tam anlamıyla doğru uygulana kadar Allah’a deprem olmasın diye dua etmekten başka bir şey yok elimizde.

Bu durumda iş yine yukarıda bahsettiğim gibi bireysel tedbirleri uygulayabilme becerimize kalıyor. Depremden korkmaya devam edelim. Çünkü bu korku bize tedbir aldırır. Fakat panik yapmamaya alışmak da hayatta kalma adına çok mühim.

Rabbim milletimizi bu büyük afete karşı korusun duası ile bitiriyorum yazımı..