Allah, bu millete bir istiklâl marşı daha yazdırmasın!

0
1334

Her sene İstiklâl marşımızın yeni bir yıldönümünü kutlamanın haklı gururunu yaşıyoruz. Vatansever şair, edebiyatçı ve istiklâl marşımızın yazarı merhum Mehmet Akif Ersoy’u rahmetle ve saygıyla anıyorum. İstiklal marşını bir gecede, Tacettin Efendi dergahında yazan Akif, aslında yalnızca bir marş yazmadı. Bir milletin özünü, karakterini azmini, Allah’a olan sarsılmaz inancını döktü kağıda.

Kurtuluş savaşı sırasında ordumuza morâl vermek amacıyla dönemin Milli eğitim bakanı Hamdullah Suphi Tanrıöver tarafından ödüllü bir şiir yarışması tertip edilir.( 500 lira ) Fakat yarışmaya ödül olduğu için katılmak istemez Akif. Hamdullah Bey, Akif’in yarışmaya katılmadığını farkedince, Akif’e bir mektup yazar :

Pek Aziz ve Muhterem Efendim,İstiklâl Marşı için açılan yarışmaya katılmayışlarındaki sebebin ortadan kaldırılması için pek çok tedbirler vardır. Usta kişiliğinizin istenilen şiiri meydana getirmesi, amacın gerçekleşmesi için son çare olarak kalmıştır. Asil endişenizin gerektirdiği ne varsa hepsini yaparız. Memleketi bu etkili telkin ve heyecan kaynağı aracından mahrum bırakmamanızı rica ve bu vesile ile en derin hürmet ve sevgilerimi arz ve tekrar eylerim efendim.

5 Şubat 1921

Yarışmaya 740 civarı eser katılır. Fakat Akif’in şiiri Hamdullah Suphi tarafından seslendirildiği an da, tüm millet vekilleri ayakta alkışlarlar şiiri. Hepsinin tüyleri diken diken olmuştur.

İşte bugün bile o günün heyecanıyla okuyoruz bu şiiri.

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;

Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak…

O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;

O benimdir, o benim milletimindir ancak.

dizesiyle başladığı şiir,

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl!

Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl.

Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:

Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;

Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklal.

dizesiyle biter. Fakat bu şiirin her satırı bir gurur bir cesaret hissiyatı ile sarar bizi.

Akif’in bu şiir karşığında alması gereken 500 liralık ödülü, almama sebebini yine kendi açıklar. “Millet’e yazılmış ve yalnızca millete ait olan bir şiir, hiç bir ödülle değerlendirilemez.

Ve yine Akif’in şiiri yazdıktan hemen sonra Allah’a ettiği bir dua’nın bizi her zaman  duygulandıracak olması, o yılların istiklal mücadelesinin acılarını, bedellerini ve kederlerini hatırlatacak bir cümledir. Akif’in o duygu duası şöyledir:

“Allah, bu millete bir daha istiklâl marşı yazdırtmasın!”

İstiklal marşımızın kabul edilişinin 98.yılı kutlu olsun. Allah, bize bu aziz vatanı emanet ataların dedelerin ruhlarını şad eylesin. Bize de sonsuza kadar bu vatana sahip çıkabileceğimiz şuuru ve mücadele gücünü kat be kat arttırarak versin.

Bastığın yerleri ‘’toprak!’’ diyerek geçme, tanı!

Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.

Sen şehid oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:

Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?

Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda!

Canı, cananı, bütün varımı alsın da Huda,

Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.